Kimseciklerin Yaşadığı yere…Dün şehrin en köhne yerlerine gittim Ekmeğin yemek, suyun katık olduğu yere Dün asıl yaşamın olduğu yere gittim. Kurumuş yapraktan çorba kaynatılan yere Sitem… Nerde kalmıştı şehrin o parlak ışıkları Neredeydi çocukların o sevinç cıvıltıları Karanlık sokaklara gittim inadına Sanki bu dünyadan değilmiş, gibi bakıyorlar kendilerinden olmayana Bir bilselerdi yüreklerin onlarla olduğunu… Üşüyen elimi kesip atasım geldi onlar açken, Sıcak uyuduğum yatağı düşündüm Onlar sedirde donarken. Sonra o eşsiz gülümsemelere takıldım Daha üç beş yaşındaki canlara. Kirli elleriyle yüzünü kapatıyorlardı gülerken Bu da kim diyorlardı belli.. Sonra… Anladım türkülerin neden bu duygulardan geldiğini Ağladıkçayı düşündüm,Fırat’ı İki dağ arasını, Burası Adıyaman’ı Yanık gönüllerdeki Urfa’nın etrafını. Dönerken… İşte bu türküleri dün tekrar dinledim gözlerimle! Dün o çığlığı duydum gözlerimle! Yaşamdaki terslik gibi her şey. Dün, şehrin kimsesiz sokaklarına gittim Kimseciklerin yaşadığı yere. Dün asıl yaşamın olduğu yere gittim Ve bir kez daha Rabbime şükür ettim.. |
Boş anlamsız zenginliğin olmasındansa mutluluğun olması en güzeli...
Tebrikler, hoştu dizeleriniz.. :)