İskandil
Kulenin tepesinde metruklaşmış mahpus bir fener
Zindanlara rezelenmiş hezimet içinde,zincirin sökülmesini bekler Tehcir ettirilmiş,tırkazlanmış bilmez neden Tirandır,umursamaz hiç onu bu hale getiren Otobüsün tutacaklarına tutunduğu gibi tutunur hayata Her an kayış kopabilecekmişcesine uçurumun baltasına Levhalar hep mi yalan söylerler Nedir çektiği bu elem, bu keder Siyah camların ardındaki efsane Onun melankolisi kendine şahane Ekşimiş şarap tadında yeni İstanbul Eskisinin her tanesini ara ara da bul Karıncanın teki,biri uğruna köle kul Görmez,perdeler gözlerini değer sahibi Yırtar derinliklerini mesken edinir içinde Sevdikçe daha da itilir zebun karınca Ezer koca adam yepelek ayak parmaklarıyla Ama o durduramaz yine de sakladığı aşkı Sığmaz yüreği dar gelir taşyuvarı Çıkarmalıdır içindekileri doyana dek Beklemelidir çünkü o içindeki aşkın sahibi yek Uzar geceler güne tavassut eder Gözler damla damla ,kalp vecalı,sevgisi heder... Efkarı sarır sarmalar yalnızlığını örter Biçare düşer yollara kendini iskandil eder Gözde Okyay |
Yırtar derinliklerini mesken edinir içinde
Sevdikçe daha da itilir zebun karınca
Ezer koca adam yepelek ayak parmaklarıyla
Her bir kıta birbirinden değerli....Tebrikler