Günahkâr
hüzün yılgını akşam perişan
sabrımı taşıran sancılı sözler patlıyor yüreğimin kuytusunda sonsuz bir uykuda şimdi damarlarımda dolaşan… boynumda yağmurdan fular çiziyorum sarışın yapraklarla yalnızlığın resmini aşınmış kaldırımlara kafiyeler suskun yorgun imgeler adının eksilen harflerini topluyorum. hayal kırıklığı kuşanan yüreğim acı damıtıyor uyaksız bir şarkı gramofonda çırpınıp duruyor alnımın çatısından ateş sağıyorum. biçare ellerim şaraba bulanmış ki lût’un kızları kadar günahkâr! ve azgın dalgaları karşılayan koylar kadar sitemkâr ama hala erozyona uğramış aklımın yamacına tırmanıyor o yar… göğünü yitirmiş kırgın ay hareli bakışlarında demlerken efkar boğuluyor karanlık sularda sancılı bir elveda bırakıp kanayan yarınlara adı ayrılık burcu yalnızlık yazan bir künye vuruyor ıssız kıyılara… Aslı Aydın |
sabrımı taşıran sancılı sözler
ve alip götüren bir siir, misralarin kuytularina...Tebrikler...