Haydi Hoşça Kal
hadi hoşça kal, zaman geçiyor,
tren kalkacak birazdan, son kontrolünü yap, unuttuğun bir şey var mı diye karıştırıver küçük çantanı yeniden düşme ayrılığın yenilgisine bitap ağlama gidişlerin arkasından her gidiş yaradır gönüle bırakılan virane bir harap hadi hoşça kal, kondüktör düdüğünü çaldı, ayrılık vakti geldi, seni benden aldı… son bir defa daha sarılayım derken, gözlerim arkanda kaldı… bu bir yıkımdır nisan selleri gibi yüreğim arkandan ağladı yaraladın yüreğimi hazin gidişinle… dönüsü yok biliyorum bu gidişin, seni beklemek neden hadi hoşça kal, kalksin artık şu tren, daha fazla tahamülüm yok ayrılığın acısını yaşamağa.. cemre düşmüşken, gönlümdeki toprağa... dönüp bakma ne olursun, bir daha arkana, sana sesleniyorum, içimden eriyerek sessiz kelimeler ile süzülerek hadi hoşça kal, çoçuklar gibi ağlatma beni yazıyorum yinede, her heceye ismini, bilesin ki unutulacaksın bittiğin her yerde, perde perde, sahneler artık sensizliği oynayacak bu dramayi hayatta bir daha kimse yeniden yazamayacak. Hasan Hüseyin Arslan, Eylül, 2008, Frankfurt am Main, Almanya |
allah sabır versin.
rr.akdora