BUGÜN ÇARŞAMBABugün Çarşamba Sensiz bir güne merhaba Geri döndü karanlık yalnızlığım Ay söndü, bana yabancı artık lamba Hatıralar kadar soğuk yüreğim Mavzerimde kurşun senin gidişin Umutlar, susuz çöllerde kaldı Gül bahçesi olurdu tuttuğun elim Düş yalnızlığında vurulan sevdam Sensin deli vurgunlara inanan rüyam Tanır seni; akşamların çoğul hüznünde kaybolan Meçhul kentlerin adresi sen olan kavgam Bilen bilir ayrılığı; her mısrası tutuşan şiirlerde Unutulur vurdumduymazlığım Kandilsiz ve bir de sensiz gecelerde Karanlığın rengine pusatlanırken ölümüm Ben ölemem sevdiğim, seni görmeden Kılınan yatsı namazı ardında, Niyeti sen olan dualarım üşüyor dudağımda Dokunuyor ellerime serin rüzgârlarda Karakedilerin, anason kokusu, Tutuluyor dilim sessizce seni çağırdığımda Duydun mu? Şarkılarda ağlarmış yara deşince. Tarifi imkânsız hislerle Kırmızı güller kanayınca Senin hayalin yaslanırmış Gülüşünü taşıyan duvarlarıma suçüstü Beni türküler vurdu ilk defa sonra gidişin Ayrılığın belleğimi bir kılıç darbesiyle uçurunca Seni anlattığım kuşlarım Yaşamıyorlar artık kafesinde Benim kadar dayanıklı değillermiş yalnızlığa Sabahı bekleyemeden titreyip Düştüler birer birer avuçlarımdan Ölüme yolladım onları Sen duyamazsın çığlıklarını Yuvasız kuşlar anlatır Bazen şiirlerin söyleyemediğini Kitapların penceresinden Göremezsin her zaman hayatı Çevir gözlerini güneşe dağlara Anlarsın ne demek istediğini Anka kuşu gibi küllerinden doğarsın belki Ey benim sensizliğim Benimkisi laf işte! Sana diyorum kendime diyeceğimi Bugün Çarşamba, Sensiz bir güne merhaba Işık doğmuş karanlığıma sanki döneceksin gibi Yine gördüğüm düşmüş, arayan yanlış numara Seni beklemekten feri sönmüş gözlerim siyahî Unutmuşum yarın Perşembe, Günaydın kimsesizliğime! Ağustos 2005 Hüseyin Özbay |
'Enfes' desem ve bir daha konuşmasam bu güzelliğin üstüne.
Tebrik ederim kaleminizi.