Oyun evi...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın sıfır ışığında esene...
-Ey insan, dişin kırılabilir altına bakarken!...- bir oyundur yaşam, katlanabilmek için sahne arkasında başka dünyalar yarattığın; sofranda peynir ekmekle geçmiş gazete, bir demli çay... kulağında ninni... bir kuyu doğar mekanda iki ay gökyüzünde üç güneş döngüsüne bedel; mavi!... kitaba uymayan rüzgar ıslak toprak ile yıkanıp, kızıl yapraklar arasından içine çeker nefesini; oyuna geri dönmeye zorlar benliğin beden ve şartlar izinsiz, bir nokta ki, kuyruksuz ki, adı sıfır; kırlangıçlar düşünce... acı ise çekmek boyun borcun amaç; sisler içinde yol bulmak o noktaya korku işe yarıyor mu? peki ya ışık? renkler içinde isyankar!... bükülmüş iplik taneleri, bileklerin mor. yol düşünürken ve düşlerken... durakladığın her an üzerine biniyor. kabuslar elini kolunu bağlıyor kan kokusu! ... bir oyundur yaşam, gafletinde töz perde araları derin uykuya daldığın |
umut, sen hep böyle buzdağlarının arkasına mı saklanırdın…
ölüm gibisiniz şimdi, bu ses hanginizden geldi ….
....