9
Yorum
24
Beğeni
5,0
Puan
124
Okunma

Işıkları söndürdüm, kapıyı da içimden kilitledim bu gece.
Dünyanın gürültüsü dışarıda, senin yalanların ise kapının eşiğinde kalsın.
Şimdi kendime sığındığım bu izbe köşede,
Sadece ben ve senin bende bıraktığın o koca sessizlik var.
Sesini duymaktan bile korkuyorum artık,
Çünkü ne zaman konuşsan, Kurduğun her cümle kalbimde,
Yeni bir yara açıyor.
Bu yüzden sustum...
Sözün bittiği yer burası,
Karanlığın başladığı ve senin bittiğin yer.
Burası ne bir sığınak ne de bir hapishane,
Burası senin benden çaldığın,
Yılların sessiz mezarlığı.
Rutubetli duvarlara sinmiş hayallerimizi izliyorum;
Hepsi birer birer dökülüyor,
Tıpkı senin benden döküldüğün gibi.
Hatırlasana, "gökyüzüm sensin" derdin nefes alırken,
Oysa şimdi tavanı çökmüş bir harabeyim senin sayende.
Sen ise çoktan yeni bi gökyüzü bulmuşsun kendine,
Mevsimlerin değiştiğini bile unutmuşum bu kuytu köşede.
Aynaları da kırdım, kendimle yüzleşecek dermanım kalmadı.
Seni severken
Kendimi ne kadar çok tükettiğimi görmek canımı yakıyor.
İnsan en çok en yakınındakinden darbe alınca,
Kendi içine saklanırmış en güvenli liman diye.
Biliyorum, bir gün bu ıssızlığın
Tadı senin de diline değecek.
Kalabalıkların ortasında yapayalnız hissettiğin o an,
Beni hatırlayacaksın.
Ama o gün geldiğinde,
Bu izbe köşede sana yer olmayacak;
Ben bu karanlıkta kendime,
Yeni bir yol çizmeyi öğrendim.
Adını anmıyorum artık,
Dilimden düşen her harf bir yas ilanı gibi.
Bir zamanlar dua niyetine okuduğum o isim,
Şimdi bir yabancının adresine yazılmış,
Hiç gitmeyecek bir mektup sadece.
Her şeyi olduğu gibi bıraktım,
Tıpkı senin bizi bıraktığın gibi.
Dışarıda hayat devam ediyor, biliyorum,
İnsanlar gülüyor, rüzgar esiyor, yağmur yağıyor...
Bende ise tek bir mevsim takılı kaldı:
Senin gidişinin o soğuk kışı.
Üşümüyorum, çünkü içimdeki hayal kırıklığı
her ateşten daha yakıcı.
Sana dair ne varsa bu karanlığın en derinine gömdüm.
Resimlerini, kokunu ve o sahte vaatlerini...
Meğer seni unutmak için önce kendimi hatırlamam gerekiyormuş;
Kaybettiğim o saf çocuğu,
Bu tozlu raflarda yeniden buldum.
Şimdi hangi limana yanaşsan, benim bu kırgınlığım takılacak çapana.
Hangi tende huzur arasan,
Benim bu dilsizliğim gelecek aklına.
Kaçışın yok kendinden;
Çünkü bu hikayenin sonunu,
Sen o kapıyı çekip gittiğinde yazdın.
Bana olan borcunu hiçbir yeni hayat ödeyemez artık.
Harcadığın o tertemiz yılların vebali,
Her nefesinde ciğerine batsın.
Verdiğin o tutulmamış sözler, Yastığının altına serdiğin o taşlar gibi;
Seni her gece uykularından uyandıran bir sancı olsun.
Git şimdi... Beni bu izbe köşemde kendi başıma bırak.
Ben bu harabenin içinden yeni bir şehir kurarım elbet,
Ama sen, başladığın her hikayede benim eksikliğimle tamamlanacaksın.
Bu aşkın son dizesi de,
Senin o hiç sızlamayan kalbine mühürü olsun.
Cemre yaman
5.0
100% (14)