0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
16
Okunma
Sen aklı başında halimin ilk hatasıydın.
Kör bir cesaretle gelmedim sana.
Heveslerimin peşinden koşacak yaşı çoktan geçtim.
Olmayışların ardından
dişe dokunur acılar çekmiyorum artık.
Kabulleniyorum,
“Rabbim böyle istedi” diyorum.
Belki bundan sebeptir;
Öyle afili bir acı çekmedim uğruna.
Üzüldüm ve utandım sadece.
.
Kendinden bile kaçan ,
söylediği hiçbir sözün yükünü taşıyamayan bir korkak oluşuna.
Üzüldüm çokça.
Bir insanın
en mahrem duygularını zedeleyecek kadar alçak oluşuna ,
utandım senin adına.
.
Fazlası yok işte.
Bıraktığın etki bu kadar.
Ben ateşten gömlek giyip yürümüşüm sevdaya.
Kül olmuşum defalarca.
Sen bana hayal kırıklığı olabilir misin?
.
Bi kendi korkaklığına bak,
bir de benim cesurluğuma.
Sen benim canımı yakabilir misin?
Ben kendi güneşimi kendim doğurmayı öğrendim.
Bir daha kimsenin gölgesinde saklayamam umutlarımı.
Ben kaçanı kovalamam oğlum!
Kalmak istemeyene kendi ellerimle açarım kapıları.
.
Ben ardıma bakmayacak kadar büyüdüm
Senin önüne bakacak yüzün yok.
Birlikte aynı yolu yürümek isterken beni yanıltacağını biliyordum.
Haksız çıkmak istedim sadece.
Sana sunduğum bir lütuftu bu.
Beni şaşırtmadın.
O kirli adımlarınla;
bırak karanlığımı ,
aydınlığımda bile yürüyemedin.
.
Sana yazdıklarımın içinde aşk arama.
Baştan sonra hüsransın.
Sana attığım adımların utancından harmanlandı hepsi.
.
Ben tüm yokluklarına rağmen
sana “varım” diyen tek kadındım.
Sen neyi kaybettiğini çok sonra anlayacaksın.
.
Aldığım yere geri bıraktım seni.
Orda kal.
İçimde değil.
Yanımda değil.
Hayal ettiğim gibi değil.
Hep durduğun yerde kal.
.
Ben,
zamanın sabrını sınamış kadınım.
Sen ben gibi bir kadını,
zamana bırakabilecek bir adam mısın?
...
ESRA NİZAM