6
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
93
Okunma

Gideceksin biliyorum,
Çünkü gidişin çoktan başlamış senin;
Bakışların kapı eşiğinde, kalbin benden fersah fersah ötede...
Ama öylece çekip gitme;
Bana bıraktığın bu yarayı nasıl saracağımı öğretmeden gitme.
Çünkü sen gidersen,
Sadece bir beden eksilmeyecek bu evden;
Kurduğumuz tüm hayaller birer birer intihar edecek baş ucumda.
Enkazın altında kalacak olanın ben olduğumu bile bile,
Bu kadar kolay arkana dönme.
Gitmeler en çok kalana ağır gelir,
Çünkü giden çoktan vermiştir hükmünü;
Kalan ise her gün yeniden infaz eder kendini.
Şimdi bu yarım kalmışlığın ortasında,
Gülüşlerimi kirletip bizi bir elvedaya sığdırma.
Hatırlasana, ne çok sözün vardı yarına dair,
Şimdi o yarınlar, gidişinin gölgesinde kararıyor.
Sen her adımı attığında, ben biraz daha küçülüyorum;
Sanki hiç var olmamışım gibi,
Sanki bu aşkın hiç hatırı yokmuş gibi...
Gitmek sadece bir yolu yürümek değildir,
Bir ömrü, hiç bilmediği bir ıssızlığa mahkum etmektir.
Sen şimdi o kapıdan çıkıp giderken,
Ardında bıraktığın bu yangını söndürecek tek bir damla bile bırakmıyorsun.
Belki bir kurtuluş sanıyorsun bu vedayı,
Oysa gittiğin her yer bende bıraktığın boşluk kadar soğuk olacak.
İnsan kendinden kaçabilir mi hiç?
Sırtında benim kırgınlıklarım varken,
Hangi limanda huzur bulabilirsin ki?
Bak, kelimelerim bile titriyor artık,
Sana "kal" demeye dermanı kalmadı yorgun cümlelerimin.
Ama susmak, kabullenmek değildir her zaman;
Bazen en büyük feryatlar, en derin sessizliklerde gizlidir.
Gideceksin ve bu şehir ikimiz için de yabancılaşacak,
Sokaklar ismimizi unutacak, şarkılar yarım kalacak.
Ben senin her yaranı sarmak için parçalanırken,
Sen beni tam da o dikiş tutmayan yerimden vurdun.
Şimdi hangi aynaya baksan beni göreceksin,
Hangi şarkıyı duysan sesim yankılanacak kulaklarında.
Pişmanlık bir gün gelip kapını çaldığında,
Gidişinin kopardığı o fırtınada sığınacak bir "biz" bulamayacaksın.
Bunca yaşanmışlığı bir valize sığdıramazsın,
Gözlerimde bıraktığın o son bakışı hiçbir yere atamazsın.
Sen giderken sadece kendini götürmüyorsun;
Benden çaldığın o masumiyeti de sürgün ediyorsun.
Aşkın da, günahın da, verdiğin sözler de sende kalsın;
Çünkü sen bu gidişle sadece beni değil,
Kendi içindeki o en güzel hikayeyi de öldürüyorsun.
Artık ne dön diyebilirim sana, ne de kal...
Şimdi o kapıyı çek ve git;
Ardında bıraktığın bu yangın, artık senin tek sığınağın olacak.
Sanma ki bu veda senin kurtuluşun,
Aslında bu, kendi ellerinle kendi ruhunu boğuşun.
Gidebilirsin... Ama unutma; attığın her adımda biraz daha azalacaksın,
Benden çaldığın o masumiyetin gölgesinde bir ömür susayacaksın.
Benim sessizliğim senin kıyametin olacak;
Attığın her çığlıkta, terk ettiğin bu "biz"i arayacaksın.
Evet, ben bittim, ben tükendim belki...
Ama bu yıkıntıların arasından gururla bakarken şunu bil:
Benim en büyük yıkımım,
Senin bu hayattaki en ağır YENİLGİN olarak kalacak.
Şimdi git... Eğer kendinden kaçabileceksen!
Cemre Yaman
5.0
100% (10)