0
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
57
Okunma
Ahmet Kaya’nın güzel anısına ve Çocuklara
Bir gece fırtına,
adı olmayan bir harfle girdi eve.
Gökyüzü rengini değiştirdi,
annemin yüzü kadar solgun bir maviye.
Dünya durdu
sanki biri saatin içindeki kalbi çıkardı,
tik tak sustu,
ben büyüdüm.
Alnıma bir yağmur damlası düştü,
kimsesizliğin ilk harfi gibi.
Sorular vardı, cevap yoktu:
İnsan tek başına kaç yaşında kalır?
Ben boşluğa sığındım,
boşluk bana sığmadı.
Ne olur,
salıncağımın iplerini koparma.
Bir çocuğun dünyası
iki düğümle ayakta durur.
Biri umut, biri korku
ikisi de gevşerse
yerle gök yer değiştirir.
O zaman çocuktum,
daha çok susarak konuşan.
Sevincim kiraya verilmişti,
hüznüm kapının önünde unutulmuş.
Duygularım,
kurulup da çalmayan bir çalar saat
içinde uyuyordu.
Dut ağacı vardı bir de,
gölgesiyle beni saklayan.
Kesildi.
Çocukluğum onunla aynı yere düştü,
aynı sessizlikte.
Ne olur,
salıncağımın iplerini koparma.
Bir çocuğun geçmişi
ileride tutunacağı tek yerdir.
Ben hâlâ
o iplerin gıcırdayan sesindeyim
bir gece vakti
dünyanın durduğu yerde.
5.0
100% (2)