19
Yorum
29
Beğeni
4,8
Puan
247
Okunma
O rüzgâr esecek…
adı konmamış yerlerden,
duaya benzeyen bir sessizlikten.
Tenimize değil önce
yorgun kalbimize dokunacak.
Bir secde serinliği gibi
alnımızdan içeri süzülecek.
O rüzgâr esecek…
cefanın küf tuttuğu sokaklardan,
kardeşliğin unutturulduğu evlerden geçerek.
Omzunda yük değil,
sabır taşıyacak.
Birlik olmayı hatırlatacak
birbirine küsmüş yüreklere.
Esecek…
bir süpürge gibi değil sadece,
bir hesap gibi.
Geçtiği yollardan
vefasızlığı,
hayırsızlığı,
kalbi kurumuş sözleri savuracak.
Kim ne ektiyse
önüne düşecek.
O rüzgâr esecek…
iyilerle kol kola,
mazlumların duasını kanat yaparak.
Az olanın çok olabildiğini gösterecek,
bir damla iyiliğin
nasıl denize dönüştüğünü.
Bir ordu gibi büyüyecek umut,
sessiz ama kararlı olduğunu.
Hüzün de olacak içinde…
çünkü çok yara var,
çünkü çok gecikmiş adalet.
Kırık kardeşlikler,
yarım kalan selamlar,
unutulmuş merhametler…
Hepsinin üzerinden ağır ağır geçecek.
Sonra…
fırtınaya dönecek.
İyi ile kötünün tam ortasında durup
hakikatin tarafını seçecek.
Karanlığı yere serecek,
ışığı ayağa kaldıracak.
O rüzgâr esecek…
biz inanmayı unutmasak yeter.
İyi günlere duyulan özlemle,
güzelliğe hasret kalmış kalplerle.
Ve bir gün,
en yorgun anımızda
diyecek ki kulağımıza:
“Sabret…
bu yolun sonunda
iyilik kazanacak.”
ALİ RIZA COŞKUN
5.0
96% (24)
1.0
4% (1)