3
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
46
Okunma

ben bu gece de ay ışığını izliyorum.
gecenin sesini dinliyorum.
içimden sana sesleniyorum,
kokunu özlüyorum.
sonra gecenin gölgesinde,
yavaşça kayboluyorum.
sen öyle durdukça, gecenin koynunda
gözlerimi senden alamıyorum.
gölgene sığınıyorum,
sonra birden kayboluyorum
gecenin derin dehlizlerinde.
hicranına tanık olduğum o anlar…
doyumsuz kokunla
kendimden geçiyorum.
seni ne kadar sevdiğimi
orada anlıyorum.
adı yok bunun.
özlüyorum ama söyleyemiyorum.
ay ışığında seni arıyorum.
şafağa kadar sürüyor
ayın gölgeleri.
gün ışığı düşünce
ay vedalaşıyor geceyle.
ay solarken
güneş mağrurlaşıyor.
gül ve diken gibi
gözyaşlarının dansı hep acı.
sağanak bir yağmur gibi
bütün ışıklar karanlığa gömülüyor.
hiçbir rüya aydınlık değil.
sanki ay kaybolmuş gibi.
yine veda ediyorsun güne.
inzivaya çekilir gibi,
gül solarken.
bulutların gölgesinde, kaybolma sakın
güneş yakmasın seni
bu gece de
sensizlikten ölüyorum.
geceye az kaldı.
ayın doğuşu yakınken
hasretin koynunda
bir zaman daha ölüyor.
gün kaygılı perdelerin arkasında
kılık değiştiriyor.
kalbim ritmini yitirirken
ayaklarım çaresizliğe takılıyor.
ay ışığında gözlerine bakmak,
yıldızlar göz kırparken
gökyüzü
bembeyaz bir çarşaf gibi.
her şey değişiyor,
bir sen değişmiyorsun.
ağladıkça akan gözyaşların,
yağmurlara karışıyor.
her şafakta
yeniden vedalaşıyoruz.
her defasında
yeniden doğuşunu bekliyorum.
her gün
bir ölüp
bir dirilmek
nasıl anlatılır?
bazen düşler kar beyazı.
bazen simsiyah bir bilinmezlik.
ay ışığı gözlerine vuruyor
bildiğim tek şey şu
gördüğüm en güzel şey sensin.
hiç değişmeyen
ay ışığım.
*
Mehmet Demir
161220