0
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
76
Okunma
Bağışlayın beni,
Kendi sessizliğimle yürüdüğüm bu yolda
Yorgun bir rüzgar gibi çözülüyorum akşamdan.
Benliğim,düşmekten yorulurken zaman zaman.
Biriken acı, eski bir defter gibi
Ağır geliyor artık omuzlarıma
Sayfalarında pas tutmuş anılar uyuyor,
Her gün biraz daha eksiliyor ömrüm,
Gece uzun,
Kalbim kül rengi bir bulut,
Koparılmış bir çiçeğin kokusu gibi
Unutulmuş
Biliyorum,
Her vedada biraz ölür insan,
Her uyanışta ise
Yeniden doğarmış başka bir insan.
Ve ben
Şimdi bırakıyorum yüklerimi bir rüzgarın kanatlrına,
Bağışlayın beni
Geceyi omuzlarıma alıp gidiyorum.
Ay, solgun bir kandil gibi ardımda,
Yol, sessizliğin taşlarıyla örülüyor adımlarıma
Soğuk, eski bir anının nefesinde.
Saecede bir rüzgar dokunuyor düşüncelerime,
Kapanıyor gözlerim
beklemekten yorulduğum aymayan o ışığa.
Kalbim ise ağır eski bir kapı aralığında
Bir son demiyorum adına,
Sadece uzaktan bir ses çağırıyor beni
Derin bir kuyudan yükselen hiç susmayan o ses
Hüzün kokan, hayal kırıklığıyla dolu bir masal anlatıyor kulağıma.
Sessiz,
Usul,
Derinden.
Ve ben, o sesi dinleyerek ölüyorum.
Karışıyorum dipsiz bir karanlığın uğultusuna.
Şiir: Gizemce Gizemli Şiirler
5.0
100% (3)