0
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
52
Okunma
Cehennem ateşi gibi gülüşün
Bir gül masanın üstünde duruyor
Düzyazıyla tutup gülüşünü yazacak yerdeyim
Bir budalıyım,aşağılık bir barın tezgâhı önünde ayakta
Ucuz tarafından içiyorum,çehrenin
Adını soruyorum , Gökyüzünü tutmuş çanlardan
Söylemiştin bir ara…
Ruhsatlıydı kulaklarım, iki sevi arası
Göremedim,silme mücevher gözlerini
Sabahsız kuşlar, kalın türküler söylerler
Uğruna ,evreni omuzladığım ezgileri anımsa
Ana dilime çeviremediğim türkülerden bil beni
Saçlarını Güneş"e örmüş on beşlik geline sor beni
Bir olmazı anlatmak, imkansız yavrucuğum
Anlatmak imkansız , eteğini toplamış bir kız çocuğunun utancını
Lügatlar sınırlı, sınırsız büyüyen ufacık kuru dudaklarındaki dehşeti
Esmer bir oğlan geçerdi şu harfsiz semtin sokağından
Ve ellerinin altında gizlenmiş tozlu bir kitap
Okunur erken açan güllerden çocukluğum
Anlatmak imkansız,içine boşalan gecelerin,ruhun bütün gücünü
Biliyorum, deli diyeceksin, yumulu parmaklarını açarak bana hikâyenin sonunda
Anlatmak imkansız ,düş ve gerçeği
Mutsuz sonla biten filmlerden arşivler yaptığımı
İmkansız anlatmak, toprağa can katmak için dövüştüğüm şafakları
Anla beni!
İçimde tüten dünyaya bak
Bir sigara yak orada
Bugün değil, belki yarın
Besmeleyle başlarım adına
Anla beni!
Dünya bir karış boy kadar
Büyüdükçe,daralıyor zihnim
Bugün değil belki, yarın..
5.0
100% (4)