EvHiç kapısını açamayacağı bir ev ve bir çocuk oturduğu yürekten hiç kalkmayacak Kokusunu hiç alamayacağı çiçekler ve bir anne o evin bahçesinde Öyküsünü henüz yazmadım tüllenmiş ikindilerin henüz sahilinin küllenmiş kumsallarına uzanmadı bedenin paramparça ağıtlarımı sokmadım gözlerinin içine ayaklarının altına sermedim ölü akşamüstlerini kaç gizli veda ve masum ölüm doğurduğunu lekeli dolunayın söylemedim henüz hummalı lohusa gecelerin ateşten yorganını örtmedim henüz üstüne . . . . . Bana ağlatılmış gözlerin yaşını değil o gözlerde kalemi kırılmış ne varsa onların naaş’ını ver Horozları öter yanağımda ellerim sabah o Ganj’da küllerini arıtır kirinden ben kendi seccademde secdeye kapanırım Henüz ölemedi içimdeki çocuk Yanağıma o çocuğun dudakları saçlarıma o annenin eli değecek ve ben bir kere daha doğacağım bileklerim çıplak. MGA |
soğuktan değil
anılarından üşür insan
memleketine gitse
evcilik oynadıklaınadır heyecanı
kimsenin salına girmemiştir ki
neden inansın öldüğüne birilerinin
sevda öyle estirir şiiri
öyle bir şeydir sıla hasreti
testi kokulu su
kekik kokusu
Allaha emanet olasın, Şairim..Allaha emanet
büyümesin içindeki çocuk
hayatın anlamı çocukluk
ömrüne bereket