0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
34
Okunma
Altın ışıklar şehirleri öperken
Nihal, gözlerindeki sessiz gölgelerde dolaşıyor
Uyanan rüzgârın parmak uçlarında
Geceyi geride bırakıyor,
Karanlık bir elveda gibi
Ve her adımda bir yeniden doğuş.
Taş sokakların arasında yankılanan umut
İçimdeki sessiz nehirle birleşiyor
Ve Nihal’in ismi
Bir tılsım gibi dudaklarımda dönüyor
Rüzgârın taşıdığı eski bir ezgi gibi.
Zamanın akışı artık önemli değil
Sadece altın ışıkların bedene,
Ruhun içine,
Ve yeryüzüne serpiştirdiği sıcaklığın farkı
Var…
Nihal, bir sır gibi
Bir bakışta eriyen kar tanesi
Ve her eriyen damlada
Kendi küçük evrenimi keşfediyorum
Güneşle birlikte,
Dünyalık bir aydınlanma gibi.