0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
31
Okunma
Gökyüzü, gövdesiz bir bekleyişle
Nihal’in adını fısıldıyor bulutlara.
Damla damla düşen yağmur,
Şehrin kirli taşlarına aşkını seriyor,
Ve her sokak köşesinde
Sessiz bir itiraf gibi
Seni arıyor…
Rüzgâr, eski zamanlardan kalma bir ezgiyle
Nihal’in saçlarını okşuyor,
Her telinde saklı bir sır var:
Sevda, insanın elinde şekil bulan Tanrı gibi,
Gözyaşında eriyen bir mucize…
Yağmurun sesi,
Kalbimin derin kuyularında yankılanıyor,
Her damla,
Hem bir veda hem bir kavuşma;
Hem hüzün hem bir arınma,
Hem aşk hem yalnızlık…
Şehir yıkanıyor,
Ama yıkanan sadece taşlar değil;
Ruhum, geçmişin gölgelerinden arınıyor,
Ve Nihal…
Sen, gökyüzü ile yeryüzü arasında
Kurulan sessiz bir köprü gibi
Beni kendine çağırıyorsun.