0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
41
Okunma
NİHAL’İN BEŞ DUYUNUN ALGILAYAMADIĞI LABİRENTİ
Sen Nihal’sin
Bir adın sır oldu çağlar ötesinden
Yankısı var semaların sessizliğinde
Ve ben bir haritayım kayıp
Çizgilerimde aşkın matematiği çözülüyor
Bu şehir bir labirent
Betonda açan güller kadar gerçeksin
Işıkları sönen sokaklarda
Yüzün bir ayet gibi parlıyor
Asansörler inip çıkıyor kalbimin katları arasında
Sen her durağa dokunuyorsun
Metro istasyonlarında bile
Bazen bir bulut olup
Camları buğulandırıyorsun ofislerin
Bazen bir veri akışı
Dijital çöllerde vaha
Aşkın kuantum hali
Gözlerinde kırılıyor
Nihal!
Sen beş duyunun duyamadığı bir nehir
Aktıkça zamanı unutturuyorsun
Ben bir kum tanesi
Senin okyanusunda eriyorum
Her dalganın bir sûfînin nefesi
Her köpük bir şiir
Bu aşk bir algoritma değil
Duygu değil
İbadet de değil
Sadece ’sen’
Ve senin olmanın matematiği
Evrenin sıfır noktası
Hiçlikle bütünlüğün kesişimi
Gecenin üçü
Gökdelenler uyurken
Senin adınla uyanıyorum
Her ’Nihal’ bir zikir
Dudağımda modern çağın meditasyonu
Ruhumun karanlık odalarında
Senin ışığınla kodlanıyorum
Ve biliyorum
Sen bir metafor değilsin
Sen ’sen’sin
Bütün alegorileri yıkan
Somut bir sır
Şehrin kalbinde atan
Metafizik bir gerçek