Yıkılmış bir duvar yalnızlığa işlenmiş
Bir tablo iskambilinde suratı eksik
Şarkılar söylerim duvarlara sonra
En eskik mavilere vaveylâ çıkarıp mazlum ahında
Güneş k/öz olur uykularımda
Neresinde güleç bir yağmur
yüzü geniş ve ak mı?
Cevaza atılan bir sual değildi
Aşkında burkulmuş
dudağı bükük
Saatleri saatler bilirim
Sözleri sözler gibi
İşlenmiş libâsıma bir yaren d/okunur sonra
Yırtık bir antik halı desenine
Ter dökerken pullanmış bulutlar
Köpük köpük
Şarıl şarıl bir şelale arafında
Mimikler dürtülerimden gelir hâ
Tecrübeler arasıra uğrar kapıma
Rengarenk bir şer
Dengerenk bir muştusu
Kuşlar sandalye üstünde
bir kardeşi suizanken
Aya karşı bir mum çığlıktır zaten
Ölüm kelimelere sığar mı
Dimdik bir aşk yarası
Sağanak sağanak
Fer gözünde sızar aküsüyle
Bir film atarım sana belki
Kuyusu kutusunda resmederken

Yalnızlık ayaklarımda deniz gibi bir yokluk serencamı
Sırdan akar duvar arkası yürüyüşler
Asumanda yakılmış bir öfke ko(r)kusu...

Karanlıklar dudaklara ıslanmış
Bir kemik yığını...

Gezgin imgeler....