Adını yazdım, buğulu cama gül-i Rana.
Sür sürüştür gel, öperek uyandırsan beni.
Kahvemde bitmiş, telvesi kalmış fincanım da.
Çay güllü lokum, ne ikram edeyim ben sana

Palyaçonunsiirleri üstadın değerli yorumunda belirttiği ayağa ait devamını getirmek istedim sürçi lisan olursa affola Palyaçonunsiirleri üsta da selamlarımla

Elbet gelirsin, vaktin düşerse yamacıma
Kokun sinsin inceden sabah rüzgârlarıma
Taze nergis dizerim daralan sokağıma
Çiğdem, çiçek, manolya, ne ikram edem sana

Seher vakti de çöker, dökülür pervazıma
Dudakların bir değse, mühürdür avazıma.
Dökülürken nefesin şelpe ile sazıma
Do-Re-Mi-yle bam teli ne ikram edem sana

Ay doğar usul usul gölgem düşer ırağa.
Hasretin çöreklenir geceler kırağına.
Bir bakışın yeter de uğrasam durağına.
Vuslat, hasret ve gurbet ne ikram edem sana

Gözlerin değse olur, kör karanlığım ışık.
Bir dokunuşun yeterdi gönlüm olurdu aşık.
Nicelerdir beklerim, artık kırıldı kaşık.
Kor, köz, alaf ve duman ne ikram edem sana

Yollara düşsem mi ki izine basmak için.
Kaderi zorlasam mı, boynuma asmak için.
Bir ömür beklerim ben yanında susmak için
Sır,efsun giz, ve fallar ne ikram edem sana

Telli turna geçer mi hüznünün tarlasından
Bir haber uçsa bana göz yaşı tuzlasından
Alıp getirsem seni yazgının dar yasından
Nefes ömür ve hayat ne ikram edem sana

Gönlümün zümrütüsün vermesen de nur ışık.
Derinlerde gizlerim ben hep olurum aşık.
Sığındım ismine ben, olmam karma karışık.
Derman ferman ve güman ne ikram edem sana

Sonbaharlar dökülme sen ol gönlümde bahar
Selamınla sevgili cennet olur bu diyar
Ömrümün son deminde ben olam sana mazhar.
Alın yazım kaderim ne ikram edem sana

Gelirken nar çiçeği tak döşüne başına.
Bir yudum hasret bırak soluk mezar taşıma.
Ben yanayım sen bakma gözümdeki yaşıma.
Ömrüm,nefes ve hüzün ne ikram edem sana