Üstade varolun sağolun rabbim razı olsun inşallah selam saygı duamla

Konunhakikaten uzun ve teferruatı bilindiginde aslında mümin kul için bir kurtuluş diyebiliriz üstadim konuya biraz daha değinecek.olursak;
Allah(cc) bilmez (Haşa) Hz. Muhammet bilir
2-Hz. Muhammet Allahtan daha güçlüdür, Allah'ın cehenneme attığını çıkarıyor.
3- Hz. Muhammet Allahtan daha merhametlidir

Bu tür iddialar İslam inancı açısından oldukça ciddi ve temelsizdir. İslam'ın temel kaynakları olan Kur'an-ı Kerim ve hadisler, Allah'ın (cc) ve Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (sav) konumlarını net bir şekilde belirtir. Aşağıda bu iddialara ilişkin İslami eserlerden derlenen açıklamalar olacak üstad

"Allah bilmez (Haşa) Hz. Muhammed bilir" iddiası:
İslam inancına göre, Allah her şeyi bilendir ve O'nun bilgisi sınırsızdır. Kur'an-ı Kerim'de Allah'ın her şeyi bildiği ve her şeyden haberdar olduğu defalarca vurgulanır. Örneğin, "Allah, göklerde ve yerde ne varsa hepsini bilir. Allah her şeye hakkıyla bilendir." (Hucurat Suresi, 16. Ayet). Hz. Muhammed ise Allah'ın elçisidir ve onun bilgisi Allah tarafından kendisine vahyedilenlerle sınırlıdır. Peygamber Efendimiz de kendisinin sadece bir beşer olduğunu ve bilgiyi Allah'tan aldığını defalarca ifade etmiştir.

"Hz. Muhammed Allah'tan daha güçlüdür,

Allah'ın cehenneme attığını çıkarıyor" iddiası:
İslam inancına göre, Allah mutlak güç sahibidir ve hiçbir varlık O'ndan daha güçlü değildir. Kur'an-ı Kerim'de Allah'ın gücü ve kudreti sıkça vurgulanır: "Şüphesiz Allah her şeye gücü yetendir." (Bakara Suresi, 20. Ayet). Şefaat konusuna gelince, şefaat Allah'ın izniyle gerçekleşir. Hz. Muhammed, kıyamet gününde ümmetine şefaat edecektir, ancak bu şefaat izni tamamen Allah'a aittir. "O'nun izni olmadan hiç kimse şefaat edemez." (Bakara Suresi, 255. Ayet - Ayet-el Kürsi).

"Hz. Muhammed Allah'tan daha merhametlidir"

iddiası: Allah, merhameti sonsuz olandır ve rahmeti her şeyi kuşatmıştır. "Rahmetim her şeyi kuşatmıştır." (A'raf Suresi, 156. Ayet). Hz. Muhammed, Allah'ın rahmetinin bir tecellisi olarak gönderilmiş bir peygamberdir ve o da ümmetine karşı son derece merhametlidir. Ancak onun merhameti, Allah'ın merhametinin bir yansımasıdır. "Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik." (Enbiya Suresi, 107. Ayet).
Şefaat, kıyamet günü bazı müminlerin affedilmesi veya cezalarının hafifletilmesi için peygamberlerin, özellikle de Hz. Muhammed'in, Allah'tan izin isteyerek aracılık yapmasıdır. Ancak bu şefaat tamamen Allah'ın izni ve rızası ile olur. Peygamber Efendimiz de şefaati Allah'ın izniyle gerçekleştireceğini ifade etmiştir. "De ki: 'Bütün şefaat Allah'a aittir.'" (Zümer Suresi, 44. Ayet). Peygamberimiz (sav) de şefaatin Allah'ın izniyle olacağını bildirmiştir. Dolayısıyla şefaatin kendisi bile Allah'ın merhametinin bir göstergesidir ve Allah'ın izni dışında gerçekleşmez.
Sonuç olarak, İslam inancına göre Allah (cc) her şeyin yaratıcısı, mutlak bilgi ve güç sahibidir. Hz. Muhammed (sav) ise Allah'ın seçtiği ve gönderdiği son peygamberdir. Onun bilgisi, gücü ve merhameti Allah'tan bağımsız değildir; bilakis Allah'ın ona lütfettiği kadardır. Bu tür iddialar, İslam'ın temel inanç ve öğretileriyle bağdaşmaz ve Müslümanların inançlarını zedeleyici niteliktedir. İslam'da Allah'ın yüceliği ve birliği temel bir esastır ve bu tür iddialar bu esasa aykırıdır.
Allah-u Teâlâ Kur'ân'da şefaatle alakalı birçok ayeti kerime zikrediyor.Kâfirlerle alakalı zikrettiği ayetlerde onlar için şefaatinin asla olmayacağını söylüyor.
Çünkü iman etmemişler..Ama mü'minlerle alakalı ayetlerde şefaatin olduğunu söylüyor.
Şefaati inkâr eden Vehhâbî Selefiler, Ayet-i kürsi okumuyor herhalde kıymetli üstad
O gün Allah'ın indinde şefaat edecek olan kimdir?İlla biiznih, izin verdiğinin dışında.Açık bir şekilde ayet-i kerime, izin verdiği bazı kimseler olacağını söylüyor.Hem ayet-i kürsiyi okuyorlar, hem de izin verdiği kimsenin olacağını kabul etmiyorlar.
Taha 109'uncubayet meali olarak, o gün Allah'ın sözünden hoşnut olduğu, ve izin verdiği kimselerin dışında kimse şefaat edemeyecektir." diyor.
Ayetler bu kadar açık ve salih bir şekilde şefaatin izin verdiği bazı kimseler için geçerli olduğunu söylerken nasıl oluyor da şefaati inkâr edebiliyoruz?
Akıla şu soru geliyor ve insan sorgulama gereği hissediyor."Şefaat yalnızca Allah'a aittir" sorunun cevabı çok basit
Allah (c.c.) Ahirette dilediği kuluna şefaat hakkı verebilir ama bunu ancak ahirette bilebiliriz.O yüzden dünyada Allah dışında başka birini zikredip şefaat istemek şirk olur.
HZ.Muhammed Aleyhisselam hadislerinde şefaatim ümmetimin büyük günahkârların olacaktır buyuruyor.ayrica hadislerde Başka hadislerinde hafızlara, şehitlere, hacılara bile bu yetkiyi, şefaat yetkisini vereceğini söylüyor.
Konu ile ilgili tüm soruları aslında A'DAN Z'YE ŞEFAAT (ŞEFAAT ÜZERİNE) Adlı eserinde
Muhammed Hadi ESEDÎ çok güzel bir şekilde konuya aciklaik getirmistir hem ilmin hem fikri hem içtihadi hemde imani olarak çok teferruatlı bilgiler mevcut üstadim eğer arapça nüshasini okuyamiyorsajiz Cafer BENDİDERYA üstadin tercümesi ile türkçe olarak okunasi başucu eserlerden faydalanmaniz temennilerimle
En iyisini rabbim bilir inşallah
Selam saygı duamla kiymetljnüstadim

Düzenleme:19.5.2024 13:45:47

Düzenleme:19.5.2024 13:46:34

Konu uzun, Kısacası şu: Cennete gidenler arasından ayrı ayrı yerlerde olan yakın , akraba, eş dost arasından makamı düşük olanın makamı bir üste olanın yanına yükseltilmesidir, bunu da melekler aracılığıyla yapacak Allah.
Onun dışındaki her şey varsayımdır, doğrusunu Allah bilir.
Ayrıca Hz. Muhammet: bir çok ayette , ben bana ne yapılacağını bilmiyorum, diyor. Kızına da bana güvenme, kendi nefsini dünyada iken kendin kurtar, şeklinde nasihatlerde bulundu. Kısacası şefaat konusu Allah'ın elindedir, bunu ne şekilde kullanacağını biz bilemeyiz. Ayrıca Allahın cehenneme attığı birini Hz. Muhammet in kurtarma gibi bir aylayışı çok tehlikelidir. Burada birkaç konu akla gelir ki Çok vahim sonuçları olur.

1- Allah(cc) bilmez (Haşa) Hz. Muhammet bilir
2-Hz. Muhammet Allahtan daha güçlüdür, Allah'ın cehenneme attığını çıkarıyor.
3- Hz. Muhammet Allahtan daha merhametlidir.

Gibi vahim sonuçlar doğar

Şiiri şiir olaraka okuyan yürege selqmlar kiymetlinüstad kavram olarak belki kafalarda soru işareti bırakabilecek bir konu ama dilim döndüğünce anlatmaya gayret edeceğim biraz teferruattan uzak-Kiza olacak belki izah şimdiden kusura bakmayın Taha 109'uncu ayette "O gün, Rahman'ın izin verdiğinden ve sözünden razı olduğundan başkasının şefaati fayda vermez."
Bu ayette kıyamet günü şefaatin sadece Allah'ın izin verdiği ve sözünden razı olduğu kimselere yarar sağlayacağı ifade edilmektedir. Tefsirlerde açıkça belirtilen bu husus Allah'ın izni ve hoşnutluğu olmadan kimsenin başkasına yardım edemeyeceğini vurgular. Bu durum, o günün mutlak hâkiminin Allah olduğuna ve O'nun izni dışında kimsenin başkasına fayda sağlayamayacağına işaret eder.
Ayeti yastıkleyen Sebe -23 (Allah katında, O’nun izin verdiği kimseden başkasının şefaati yarar sağlamaz. (Şefaat için izin verilip de) kalplerinden korku giderilince birbirlerine, “Rabbiniz ne söyledi?” diye sorarlar. Onlar da “Gerçeği” diye cevap verirler. O, yücedir, büyüktür)
Necm-26 (Göklerde nice melekler vardır ki onların şefaatleri; ancak Allah’ın izniyle, dilediği ve hoşnut olduğu kimselere yarar sağlar.)
Şefaat ve Tevessül bağışlanma talep etmek değildir
Tevessül bir duada bir zatın hürmetine istemektir
Şefaat yine Allah katında hürmeti olan sevilen zat üzerine bagislanmayi talep etmektir yardımı ve bağışlamayı yapacak olan ancak Allah'dır
Gerçek ve doğru şefaat ile batıl ve yanlış şefaat arasındaki temel fark şuradadır: Gerçek
şefaat Allah'tan başlar ve günahkâr kişiye ulaşır. Batıl anlamda şefaat anlayışında ise,
şefaat girişiminin günahkâr kişiden başladığı ve aracılar vasıtası ile Allah'a ulaştığı
sanılır.
Gerçek şefaat de, Allah, rahmet ve mağfiretini günahkârlara eriştirebilmek için vesile,
diğer bir deyişle şefaatçi tayin buyurmaktadır. Batıl şefaat de ise, kendisine şefaat
Edileceği varsayılan kişi, diğer bir deyişle günahkâr, vesile ve aracıyı tayine kalkiasmaktadir
Dünyada örneklerine rastlanan batıl şefaatlerde suçlu kişi şefaatçisini tayin eder.
Gerçek şefaatte ise, şefaatçi olan nebileri, velileri, ve Allah'a yakınlaştırılmış kimseleri
vesile kılan Allah'tır.
Diğer değişle batıl ve yanlış şefaat anlayışında şefaat eden, günahkârın etkisindedir ve
sonuçta günahı bağışlama yetkisinin sahibi olan makam da şefaatçinin etkisinde kalır.
Oysa gerçek anlamı ile şefaat sürecinde aksinedir. Katında şefaat edilen kudret sahibi
Allah , şefaatçinin şefaat etmesinde etkendir. Şefaatçi;, O'nun iradesi ile günahkâr
üzerinde etkili olur. Şu hâlde şefaat sürecini harekete geçiren, yanlış şefaat anlayışında
günahkâr kişi, doğru ve Kur'ân'a uygun şefaat anlayışında ise Allah'tır.
Sadr-ül Müteellihin Hadîd suresini tefsir ederken güzel, ince ve ilmî bir açıklama ile
batıl şefaati doğru şefaatten ayırmaktadır. Bu evrende batıl şefaat örneklerine (adam
kollama, kayırma ve kendi adamlarını kurtarma) niçin rastlanabildiğini, ahiret
âleminde ise niçin bu gibilerin gerçekleşmesinin imkânsız olduğunu açıklamaktadır.
Zatî illetler ve ittifakî illetler [doğal sebepler ve nedenler ile arızî ve tesadüfî sebepler ve
nedenler] olduğu gibi zatî gayetler ve bil-araz gayetler [doğal, kendinden hedefler ve
erekler ve arazî, ilineksel hedefler ve erekler ] vardır. Bu evrende, ittifakî illetlerin de
bazen bir şeyin yazgısını belirlemesi mümkündür. Bu imkân sadece insan toplamlarına
özgü de değildir.
Yine bu evrende bir şeyin doğal ve kendinden hedefine, "gayet-i zatî"sine erişmeyip
ancak "gayet-i bil-araz"a erişmesi, ilineksel erekte kalması da mümkündür. Oysa ahiret
evreninde tesadüfî ve arızî etkenler işe karışmaz. Bu konu, bu felsefiî boyutları ele
alındığı takdirde, çok yüksek bir düzeyde olacaktır. Bu konuda fazla ayrıntılı
açıklamalara girmeksizin, Sadr'ül Müteellihin'in Tefsiri'ne atıf yapmakla yetinmek
zorundayız.
Kur'ân-ı Kerim'in, "Allah'ın izni olmadıkça" şefaat mümkün olmadığına ilişkin ayetleri
de aynı hususa ilişkindir. Özellikle Kur'ân-ı Kerim'de bu konuda son derece ilgi çekici
ve hayranlık verici bir ibare vardır: "De ki: Şefaat, tümüyle Allah'a özgüdür.(Zümer-44)
Bu ayet, tam bir açıklıkla şefaatin varlığını doğrulamakta, aynı zamanda yine tam bir
açıklıkla bütün gerçek şefaat olgularında şefaat yetki ve kudretini Allah'a nispet
etmektedir, Allah'tan bilmektedir. Çünkü şefaatçiyi şefaatçi kılan da yine Allah'tır. Bu
ayetin kapsamında sadece mahşer günü vuku bulacak şefaat olguları, bir deyişle çıkış
eğrisi bulunabilir.
Yine bu ayetin, mutlak olarak bütün vasıtaları ve aracılıkları, rahmet tecellisi olmaları
itibarı ile, kapsaması da mümkündür.
Diğer bir deyişle, iniş eğrisini, Allah'tan gelen bütün rahmet tecellilerini de kapsamına
alabilir. Demek oluyor ki, ayeti kerime bu geniş kapsamı ile evrendeki bütün sebepsonuç düzenini ve Allah'ın mutlak kudretini de kapsamış olabilir.
Nasıl yorumlarsak yorumlayalım, hiç değilse ahiret şefaati ayeti kerimenin kapsamına
girmektedir. Bundan da suçlunun Allah'ın iradesi olmaksızın kendiliğinden şefaatçi
tayin edemeyeceği ve şefaat için de bir şey yapamayacağı anlaşılmaktadır.

Şefaati inkâr edenlere şunu belirtmek isterim kıymetli üstad- Şefaat olayında, yüce
Allah açısından bir irade ve bilgi değişikliği söz konusu değildir. Değişiklik irade edilen
ve bilinen şey açısından söz konusudur. Çünkü yüce Allah, falanca insanın başına çeşitli
durumların geleceğini, şu sebepler ve koşullardan dolayı şu zamanda şu durumda
olacağını bilir. Böyle bir durumda onun hakkında bir irade ortaya koyar. Sonra başka
sebeplerin ve başka koşulların baş göstermesi ile diğer bir zamanda diğer bir duruma
düşeceğini de bilir. Bu sefer de onun hakkında başka bir irade ortaya koyar. O, her gün
yeni bir iştedir. Nitekim yüce Allah şöyle buyuruyor: "Allah dilediğini siler, dilediğini
bırakır, Ana kitap O'nun katındadır." (Rad-39) "Hayır, O'nun iki eli de açıktır, dilediği
gibi verir."(Maide-64)

İmam Musa Kâzım'ın (a.s), babasından,
aktararak Peygamber efendimizin (s.a.v) şöyle dediği rivayet edilir: "Benim şefaatim
ümmetimden büyük günah işleyenler içindir. Muhsinlere gelince, onlar aleyhine
kullanılacak bir yol yoktur." İmam Kâzım'a (a.s) denildi ki: "Ey Resulullah'ın oğlu!
Büyük günah işleyenler için şefaat olur mu? Yüce Allah 'Ancak Allah'ın razı olduğu
kimse için şefaat ederler.' demiyor mu? Büyük günah işleyenler Allah'ın razı olduğu
kimseler olabilirler mi?" Bunun üzerine İmam (a.s) şöyle dedi:
"Hiçbir mümin yoktur ki, bir günah işlediği zaman üzülmesin ve pişmanlık duymasın.
Peygamberimiz (s.a.v) buyuruyor ki: 'Tövbe için pişmanlık yeterlidir.' Ve yine
buyuruyor ki: 'Kim iyi bir işten dolayı sevinir, kötü bir işten dolayı üzülürse, o,
mümindir.' Buna göre, işlediği bir günahtan dolayı pişmanlık duymayan kişi mümin
değildir, onun için şefaat gerekmez ve o, zalimdir. Yüce Allah böyle biri ile ilgili olarak;
'Zalimlerin yakın bir dostu ve sözü yerine getirilen bir şefaatçisi yoktur.' buyuruyor."
Bunun üzerine denildi ki: "Ey Resulullah'ın oğlu! İşlediği günahtan dolayı pişmanlık
duymayan kişi nasıl mümin olmaz?" Buna karşılık olarak şöyle dedi: "Büyük bir günah
işleyip de bundan dolayı cezaya çarptırılacağını bilen hiç kimse yoktur ki, işlediği
günahtan dolayı pişmanlık duymasın. Ne zaman pişmanlık duyarsa, tövbe etmiş [Allah'a
dönmüş] olur ve şefaati hak eder. Ama pişmanlık duymazsa, günahta ısrar ediyor
sayılır."
"Günahta ısrar edeninse, bağışlanması söz konusu değildir. Çünkü o, işlediği suçtan
dolayı cezalandırılacağına inanmıyordur. Eğer cezalandırılacağına inansaydı pişmanlık
duyardı. Nitekim Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor: 'İstiğfar edildikten sonra
büyük günahtan söz edilmez. Israr edilince de küçük günahtan söz edilmez."
Allah'ın Rahmeti ve Bereketi üzerimize olsun inşallah hayırlı geceler üstad selam duamla

Okuyan beğenen yorum yazan ruhunuza sağlık sonsuz tesekkurlerimle rqbbim razı olsun inşallah selam saygı dualarımla insallah

Okuyan beğenen yorum yazan ruhunuza sağlık sonsuz tesekkurlerimle rqbbim razı olsun inşallah selam saygı dualarımla insallah

Sonsuz selammsaygim.duamla kıymetli üstade rqbbimmrazinolsun ouyan gönüllere bereket insallah

Size özelden mesaj atıyorum bakar mısınız

Okuyan dinleyen yürege selamlar inşallah rabbim razı olsun rabbim peygamber efendimiz (sav) ümmet eylesin inşallah selammsayginduamla varolun sağolun hayır huzur bereketli geceler inşallah rab razı olsun inşallah cumlmizden amin

Kıymetli hocam rabbim razı olsun inşallah selam duamla

Amin inşallah rabbim razı olsun inşallah selqmmsaygi duamla

Varolun sağolun kıymetli üstadim hayırlı bayramlar diliyorum

İlla amenna değerli üstadim.ne güzel bir şiir ve gönül sesi ile eşlik etmişsiniz yaradana kurban olunmaz mi bizi yaradana karşı ne yazsak az kalır sefalar geldiniz iyikide geldiniz. U muhtesemmdizelerlembu.muhgesem.eserle saheserle

Varolun sağolun yorum beğeni için teşekkürler Rabbime emanet

Okuyan beğenen yorum yazan ruhunuza sağlık sonsuz tesekkurlerimle rqbbim razı olsun inşallah selam saygı dualarımla insallah

Aleyküm selam selam dumala inşallah Rabbime emanet

Aleyküm.selam.degerli ve kıymetli üstade varolun sağolun okuyan yorum yazan gönülden rabbim razı olsun inşallah selam.saygi duamla insallah

Allah razı olsun okuyan gönüle rabbim rahmet bereket huzur versin insallahh

Değerli üstadim beğenen okuyan gönüle sağlık Rabbime emanet selam dularimla insallah

Aleykummselamdegeelinüstadim.rqbbimmizinnverirse inşallah diyelim.selam ve dualarımla

O gül ki Aşk'ı ile bülbülü eyler küle.
Ne yazsak anlatılmaz can kurban Nebi Gül'e

Rabbim okuyan dinleyen-gönüllere rahmet bereket ihsan eylesin inşallah varolun sağolun selam dularimla insallah

Rabbim okuyan dinleyen-gönüllere rahmet bereket ihsan eylesin inşallah varolun sağolun selam dularimla insallah hayırlı nurlu cumalar insallah

Amin inşallah değerli yorum beğeni için sknsuz teşekkürler rabbim razı olsun inşallah selam dularimla

Amin inşallah rabbim razı olsun selam dularimla yorum beğeni için sonsuz tesekkurlerimle

Sağolun varolun yorum ve beğeni için sonsuz teşekkürler selam dularimla

Allah razı olsun degerlinüstadim varolun

Varolun sağolun değerli hocam değerli üstadim yorum yapan beğenen gönlünüze sağlık selam dulariminiletirim

Rabbim razı olsun beğenen yorum yapan gönüller dert görmesin inşallah selam dularimla

Selam saygı dular bizden siiz gibi değerli istadlara inşallah sonsuz teşekkürler rabbim razı olsun bu güzel temennlerden dolayı selamlarımla dularimla

Osman hocam değerli yorumunuz için sonsuz teşekkürlerimi sunarım efendim selammdularimla Rabbime emanet