0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
43
Okunma

Başladı. Önce uzaktan gelen, hafif bir fısıltı gibiydi. Şimdi ise pencereme vuran, net, ritmik bir davul sesi.
Yağmur, en dürüst sestir belki de. Ne yalan söyler ne de abartır. Sadece gelir ve ıslatır.
Bu ses, sanki şehrin tüm gürültüsünü, o anlık telaşını susturmak için yaratılmış. Her damla, asfalta çarptığında küçük, sönük bir yankı bırakıyor. Bir meditasyon gibi, düzenli ve huzurlu.
O, içeride oturup dışarıdaki dünyayı seyretme iznimizdir. Bir fincan sıcaklık ve bir anlık duraklama talebi.
Toprak, bu sesi özlemiş olmalı. O kuru, bekleyen kokuyu, nemli bir huzur takip ediyor. Ağaçların yaprakları yıkanıyor, camlar buğulanıyor. Her şey bir anlığına daha parlak, daha temiz görünüyor.
Yağmurun sesi, bizi içeriye, kendi içimize davet ediyor. Dışarıdaki koşuşturma yok oldu. Sadece damlaların ahengi var.
Bu, doğanın fısıltısıdır: "Bekle. Dinlen. Yenilen."
Hüseyin TURHAL