0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
43
Okunma

O bulut, mavinin o sonsuz denizinde, rastgele bir damla gibi süzülür. Ne bir fırtına grubuna katılır, ne de güneşin parlaklığını tamamen keser. Sadece oradadır; kendi başına, şekilsiz ve kararlı.
Bakışın onu yakaladığında, bütün dünyevi telaşın anlamsızlığını anlarsın.
Aşağıda koşuşturulan bütün o küçük dramlar, o sonsuz boşlukta yavaşça süzülen buhar yığınının yanından bakıldığında ne kadar da önemsizdir. O, acele etmez; sadece rüzgarın ritmine teslim olur.
Tek başına olmak, onun kaderi ya da tercihi değildir; sadece o anki biçimidir. Belki birazdan dağılıp kaybolacak, belki de bir başka beyaz kümenin parçası olacaktır. Ama şimdi, bu anda, o sadece sınırsız özgürlüğün hareket eden bir imgesi.
Gökyüzündeki o yalnız bulut, bazen bir pamuk yığını, bazen bir hayvan figürü, bazen de sadece bir boşluk gibi görünür. O, izleyenin ruh halini yansıtan bir tuvaldir. Ve bize fısıldar: Bazen en büyük güç, kimseye ait olmamakta, sadece kendi akışına izin vermekte yatar.
Hüseyin TURHAL