0
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
91
Okunma
Aşk bir kalem, bir kâğıt,
Dağlarda kar, deren,
Kırlarda papatya,
Gökte bir bulut — aşk.
Yeşil ovalar dolu kalbim,
Bir kulübedir içinde aşkın.
Tütsün soban, sönmesin ışığın,
Korkarım, kararır dünyam bir gün,
Kapanır ışığın... ben karanlıkta kalırım.
İsmin Nazlı’ydı,
Gaybdan bir ses fısıldardı adını.
Vadiler yankılanırdı o sesle —
Şimdi Nazlı’dan sonraki nazdayım ben.
Bir varım, bir yok,
Yaşarken ölmüşüm,
Gülerken gömülmüşüm
Kara toprağın altına ben.
Eğer yazıyorsam hâlâ iki satır,
Kalemim tükensin de
Ümidim kalmasın diye...
Yoksa bir insan,
Yazdığının üstüne ağlamak ister mi hiç?
Sevdiğini unutmak —
Boş göğe bakıp donakalmak,
Boşluğa sarılıp
Boşlukla konuşmak...
İster mi bunu bir yürek?
Yeşil ovalarım sararıyor,
Dağlarımda karderenler,
Kırlarda papatyalar ölüyor...
Ve en önemlisi, kulübenin ışığı
Yavaş yavaş sönüyor.
Ne olur, her şey bitmeden,
Ben gömülmeden önce...
Gel — karanlığa gitmeden ben,
Son ışığım gözlerin olsun, gömülmeden.
5.0
100% (2)