0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
77
Okunma
Bir gün sustu rüzgâr, ben de sustum,
Bir çınar gövdesine yaslandım,
Kökler gibi içe yürüdüm,
Bir zamana düştüm, kendimle kaldım.
Takvimler koptu bir bir duvardan,
Ne dün vardı, ne yarınlardan,
Bir nabız gibi attı sessizlik,
Zamanın kalbini duydum o an.
Bir saat durdu, akreple yelkovan,
Birbirine değdi, küsmedi hiç,
Belki de sevdayı böyle anlar,
Bir saat, kalbinde gizli bir iş.
Geceler uzadı, sözler kısaldı,
Bir bakış yetti anlatmaya,
Ne mektup geldi ne adres kaldı,
Bir sükût girdi aramıza.
Rüzgâr esti, yaprak devrildi,
Bir yüz, suya düştü ve silindi,
Bir gönül, zamana emanet,
Bir kader, kalpte mühürlendi.
Aynalar kırıldı, ben çoğaldım,
Her parçada bir ben saklıydım,
Bir yoldum kendime çıkan,
Bir susuşun içinde yankıydım.
Yıldızlar bile ağladı bazen,
Gecenin alnında bir iz gibi,
Kalbim yürüdü sensizliğe,
Bir dua taştı, sessizliği deldi.
Ne acı kaldı, ne de sevinç tam,
Her şey yarım, her şey suskun,
Zamanın kalbinde bir çizik,
Adınla açılmış, kapanmaz bir an.
Bir kuş kondu omzuma ansızın,
Sanki senin sesinle öttü,
Gözlerim ıslak, gönlüm yorgun,
Bir hikâye yeniden bitti.
Şimdi anlıyorum ey sevgili,
Zaman bizden yana değilmiş,
Ama bir kalpte yaşamak var ya,
Bu bile sonsuzlukmuş meğer.
Bir ömür geçti, bir nefes gibi,
Aynı gökyüzü, aynı yara,
Ben hâlâ duyuyorum usulca,
Zamanın kalbinde atan adını.
Ve sustu her şey bir son defa,
Rüzgâr, takvim, saat, dünya,
Yalnız ben kaldım, bir kalp sesiyle,
Zamanın ortasında, sana doğru.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ
(18 Ekim 2025)
5.0
100% (1)