0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
43
Okunma
Sen gittin, sessizlik adını fısıldadı
Gecenin kıyısında, yıldızlar ellerime düştü
Bir papatya açtı kalbimde, solgun ve yalnız
Ve her yaprağı senin gidişinle titredi
Ellerim dua yerine geçti
Ama dudaklarım suskun,
Kalbimin mihrabında adın yankılandı.
Her secde bir özlem, her nefes seni aradı
Ama sen hâlâ, uzâkların en sessiz yerinde.
Rüzgâr geçerken saçlarından, ben titrer oldum
Bir çiçek gibi eğilir içimdeki her his,
Karanlıkta parlayan gözlerin, hatıra kandili
Her adımında düşen yaprak gibi savruldum.
Adınla başlar her gece, adınla biter her sabah
Bir dua kadar kırık, bir özlem kadar derin
Papatya yaprakları gibi düşer gözyaşlarım
Ama hiçbiri sana ulaşmaz, sessizliğe karışır
Kalbim mihrabında seni bekler hâlâ
Her çarpışma bir secde,
Her duruş bir yakarış
Ve gidişinle açılmış boşluk,
Karanlıkta bile ışık olur,
Seni anımsatan bir şiir olur.
Seni hayal ederken göğsüm bir kuş gibi titrer
Kanat çırpar ama uçamaz,
Sen uzaklarda
Ve ben, sessizliğin papatyasında
Kendi gölgemi kucaklarım, seni beklerken.
Gözlerim dua taşır, ellerim rüzgâr
Her soluk seni çağırır, her sessizlik seni taşır
Kalbimin mihrabı bir mezar gibi değil
Ama orada saklı, dönmeyecek bir sen varsın artık...
Ve ben hâlâ diz çöküyorum,
Bir çiçeğin ömrü kadar kırılgan.
Her secdede adını fısıldarım,
Her rüzgârda özlemini taşırım
Çünkü aşk bazen susmak, bazen beklemek,
Bazen yalnız bir papatya olmaktır...
Ve ben;
Hâlâ senin sessiz dualarını taşıyan
Âmin kuşlarının seslerini duyarım kalbimde
Her gece, her alnımı secdeye götürdüğümde
Her selâda göğüs kafesimden bir anka kuşu konar kalbine...
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ
(16 Ekim 2025)