0
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
120
Okunma
Her sabah öldüm
öldüm
dirildim yıllarca
Ama bu sabah,
yağmurun ninnisiyle —
yeniden doğdum sanki
kendi sessiz külllerimin arasında
İçimde yıllardır susan bir dere vardı
ve artık o kendi yolunu buldu
yavaşça
Oturdu taşları yerli yerince
Kalbimin kırık aynalarından yüzüme baktım bir ara
Her parça bir anı
her çatlak bir hatırlatmaydı sanki bana
O anda anladım ki
ben sandığım ben
aslında kendi sesine dönmeye çalışan bir yankıymış aslında
Bir sabah, taşlı sokaklarda
adımlarım karşılık verdi yoluna
Sessizlik içimde bir yokuş gibi duruyordu
Verdiğim her nefes
sanki unuttuğum bir melodiyi uyandırıyordu
Açıldı içimin mahpusları
Yıkıldı kalbimin duvarları
Düştüm
Düştüm
Düştüm
Düştüm gönüller dehlizine
Yıkıldığım yerden filizlendim sonra
Meğer bazen düşmek demek
toprağın seni yeniden sarması demekmiş
Artık korku bana yabancı
yalnızlık düşman değil
İçimdeki çatlaklardan binlerce ışık sızıyor
Her biri ayrı bir renk
İnsanın insanla dansı gibi
Bambaşka bir armoni
Ve bir sabah uyandım
Aylardan ekimdi
ellerim toprağa benziyordu
Uzun zamandır unuttuğum bir şeydi bu
dokunmanın ağırlığını hissetmek gibi
Rüzgâr saçlarımı okşuyor
köklerim yeniden kıpırdıyordu
Ruhum / bedenim kendi ağırlığını fark etti yeniden
yorgundu
ama sadeydi
Eskiden susan sözlerimi kağıda yazardım
artık toprağa fısıldıyorum
Sessizlik düşman değildi
bazen en doğru cevaptı
suskunluk insana
Yıkıldığım taşlar hâlâ duruyor orada
ama üzerlerinden otlar filizlenmiş
Demek ki acı da bir tohum taşıyor içinde
Artık acelem yok
Her adımı ölçerek atıyorum
Her nefeste kim olduğumu yeniden hatırlıyorum
Kırılmadan büyümek mümkün değilmiş
Ama büyüyen hiçbir şey
eskisi gibi kalmazmış anladım
Ben de kalmadım
Bir ağacın damarları gibi
Kendi yolumu buldum sonunda
Ve artık biliyorum
benlik dediğimiz şey
kendine dönmek değilmiş
kendini yaşamaktan geçiyormuş meğer!
Özlem SA BA
5.0
100% (4)