0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
89
Okunma
Bir şehrin kalbinde üşürken içim,
Gecenin elleri alnıma dokunur.
Bir nefes kadar yakındır ölüm,
Bir dua kadar uzağa savrulur.
Camda titreyen o son alev,
Adımı unutur, ismim dağılır.
Bir yürek susar, bir kalem yanar,
Ve zaman kül olur parmaklarımda.
Sokak lambası titrer,
Bir ruh daha eksilir şehirden.
Gözlerimle ararım bir izi,
Belki umut saklıdır gölgemde.
Yüzümde biriken sessizlik,
Gözlerimden taşar gibi.
Bir kelime söylesem dağılır gökyüzü,
O yüzden sustum bir ömür gibi.
Adımlarım yankı bulmaz artık,
Duvarlar bile sırtını döner.
Kendi izlerimde kaybolurum,
Kendime giden yollar çöker.
Birden rüzgâr parlar soğukça,
Bir yaprak düşer önümde.
Bilirim, her düşen yaprak,
Bir hatıranın mezarıdır gizlice.
Bir yıldız kayar göğümden,
Dilek tutmam, çünkü inanmam.
Artık dilekler değil,
Yaralar öğretir bana yaşamı.
Sözlerim buhar olur dudaklarımda,
Bir nefesin arkasında kalırım.
Bir gün doğmadan ölmek gibi,
Birini sevip söyleyememek gibi.
Gözlerimin içinden geçer çocukluğum,
Kırık oyuncaklar, sessiz annem,
Bir de karanlık,
Hiç gitmedi, büyüdü bende.
Bir cam kırığı kadar parlak acım,
Ama kimse görmez, kimse bilmez.
Çünkü parlayan her şey ışık değildir,
Bazen acı da parlar, sönmeden.
Bir adım atarım, taş sessiz,
Bir kuş uçar, kanadı yorgun.
Kendimi göremem suyun içinde,
Çünkü yansıyan ben değil boşluk.
Ve bilirim,
Her şey bitecek belki bu gece.
Ama son ışık sönmeden,
Bir kere daha içimle yüzleşeceğim.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ
(7 Ekim 2025)