Kuruyan Yapraklar ve Sen...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Kurumuş dallarında oynaşırken melekler
Tanrının bir lütfu olarak doğuyorsun içime Sonbaharı yaşıyordu gözlerim oysa Son nefesini veriyordu denizimde balıklar... Gel Durma D/üşüme... kuruyan yaprakları savu(ru)yorum göğüme ellerime tutuşturulan yelkovansız saat seni sensiz geçiyor şarkılar mırıldanıyorum ıslık makamında boş sokaklara adını gördüğüm her duvara asılı kalıyor gözlerim inceden geliyor önce nefesin sonra ellerin keşfediyor dudaklarımı yüreğimden içeri bir misafir sıcaklığı ahh yarınlarım vuruluyor işte düş’lerle… duvar dibine sakladığım sevdama doğuyor güneşin şehrimin sokak lambaları oluyorsun kırık sandalyeme çivi boş bardağıma su... ve bir bir gerçek oluyor tüm yalanlar sana... bir son baharda İstanbul akşamında… “Pas tutmuş yüreklere inat benim kurşuni çığlıklarım... Yıkık bir kentin ırmağıyım ben... Üzerimde muzip haşarı meleklerin dolaştığı... Uzakları yakın eden bir ruh var içimde, bir seni yakın edemeyen, bir seni çekemeyen...” Gökay Birkan SUCAKLI |
bir de gök gürültüsünde
bugün poyrazım
yarın
deli mavi...
sözün varlıkmış...
közün ölüm...
işte benim,
senden sonraki gerçeğim...
yokluğun
yokluğum...
en ağır
son giysim...
ey ,
sızılı yolum
delik bağrım
yaşlı göğüm...
son vaktime
düşen sen
ahirden önceki
tek ödülüm...
cennetin vaadiymiş
meğer
adına çalınan
seni senli ruhum...
yolumu değiştirdim.yokluğunun tınısında...gelme...alıştım yokluğundaki sabahların
ölüm getiren susuşlarına...
yüreğine gene sağlık...çok özel bir şiirdi...bugün çok doluyum...yalanlara küskünüm ,suskunum...
sevgimle...
belisss tarafından 11/22/2008 2:13:55 PM zamanında düzenlenmiştir.