0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
260
Okunma
Gurbetin Sessizliği
Gurbette savruldum rüzgâr misali,
Her yönüm yaban, her yüz hayali.
Yollar uzadıkça içim daraldı,
Geceler suskun, hasret sarardı.
Bir yabancı gibi bakar her şehir,
Sanki ben değilim, içimle ezilir.
Taş binalar bile tanımaz beni,
Sorar gibi bakar: Nerede senin yerin?
Bir rüzgâr eser de alır geçmişi,
Döner hatıralar gözümün içi.
Yüreğim titrer her eski sözle,
Sensizliğin sesi çarpar her köşeye.
Geceler uzar da sabah geç gelir,
Yastığım ağlar, gözlerim belir.
Yıldızlar bakar, ben anlatırım,
Sonsuz karanlıkta seni ararım.
Bir vapur geçer de selam eder,
İçimdeki yolcu hâlâ bekler.
Hiç bitmeyen uzun bir vedayla,
Durakta kalırım, zaman darla.
Bir mektup yazılır ama gönderilmez,
İçimde saklarım, gözümden silmez.
Her satırda seni fısıldar kalem,
Sensiz geçen günler olur mahzun elem.
Gurbet yalnız değil sadece uzak,
İnsanı yorar, ruhuna kurak.
Bir dost sesi duysam ağlar belki,
Ama gurbet susturur her ezgiyi.
Gözümde bir damla düşer gizlice,
Saklarım karışmasın kimsece.
Gurbetin ortasında bir başıma,
Yine de inanırım yarınlarıma.
Bazen bir simit, bazen bir çayda,
Dolaşır içimde özlemin tadı da.
Yudumlarım her an seni, her gün,
Gurbetle barışmaz kalbim bir gün.
Ama ne olursa olsun, yılmam,
Bu yollar uzun da olsa durmam.
Çünkü bilirim içimde bir ses var,
“Gurbet boşa değil” der, sevda var.
Hakkı kalabalık