0
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
143
Okunma
Sarılınca geçer mi acılar,
bir omuzda susar mı yılların biriktirdiği fırtına?
İnsanın içi, bazen sessiz çığlıklarla dolarken,
bir başka kalbin yakınlığı gerçekten iyileştirir mi kanayan yanlarımızı?
Yıllarca sustum biriktirdim içimde kırık cümleleri, "iyiyim" derken, dudaklarımın titrediğini kimse fark etmedi.
Gözlerimde taşıdığım yas, bir mezar taşı gibi ağırdı yüreğime,
Ne zaman biri sarılsa, kalbim bir anlığına da olsa nefes alırdı yeniden.
Sarılınca geçer mi acılar?
Belki geçmez ama azıcık durur acı, bir solukluk unutur kendini.
Bir başın çukuruna yasladığında alnını,
dünya biraz daha katlanılır gelir insana,
O an, yalnız olmadığını fısıldar kalp kalbe.
Bazı acılar, kelimelere sığmaz...
Yara derinleşir de gösterilmez,
Bir tek sarılış gizlenen fırtınaları duyar,
Ne çığlık atarsın, ne isyan edersin sadece susarsın…
O suskunlukta en çok anlaşıldığını hissedersin.
Sarılınca geçer mi acılar?
Geçmese bile şekil değiştirir, bir başkasının sıcaklığı senin donmuş zamanlarını çözer.
Acı hâlâ vardır belki, ama artık taşıyan yalnız sen değilsindir.
İşte bazen tek mucize budur acının yükünü paylaşmak.
Sarılınca geçer mi acılar?
Bilmiyorum, ben en çok sessiz kaldığım günlerde bir sarılışa muhtaç kaldım.
Bazen kırılmamak için sarılmak sevilmek gerekir, bazen de sadece bir çift kolun arasında
birkaç saniyeliğine unutmak demektir
5.0
100% (2)