0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
92
Okunma
“Al yazmalı rüzgârda atını sürenin adıydı o: Balamir…”
Alperen alnında kutla parlayan mühür,
Bozkırın göğsünde yankılanır her yürür.
Gök çadırın içre doğan nurdur yüzü,
Her bakışıyla çağlar yerinden ürperür.
Toz bulutuyla değil, dua ile yola düşer,
Ayak izine otağ kurar eski düşler.
Sırtında urgan değil, soy yükü taşır,
Her adımı bir kavim, bir yazgı fısıldar.
Korku bilmez ne çölden ne fırtınadan,
O, sükûtla yener demir kapanları zamânın.
Atı, kanatlı bir cevher gibi sürer geceye,
Dizgininde sabır, eyerinde hakanlığın kanı.
Dudaklarında Eski Türkçeyle bir tamga,
Her hecesiyle bir ulusun ruhunu yoğurur.
Sözleriyle dağlar eğilir secdeye,
Gök, onun dilinde dile gelir, konuşur.
Otağlar kurulur ırmakların kıyısına,
Ateş yakılır geçmişin puslu anısına.
Töreler yeniden asılır gök direğine,
Gökbörü ulur onunla bir gecede bin defa.
Yılkı atlarının yelesiyle yarışır nefesi,
Rüzgâr, adını mırıldanır sarı stepte gizlice.
Bozkırın en derin kıvrımında yankılanır,
“Balamir” der her taş, her diken, her hece.
Her alnı terli çocuk onun düşünde büyür,
Analardan çok onun adını duyar ninniler.
Kocamış çınarların gövdesinde izidir,
Her gölgeye bir kudret, bir sükûn serer.
Vakit olur, yıldızlar dizilir önünde,
Karanlık bile susar onun sözü sürünce.
Tarih, diz çöküp kaleme mürekkep olur,
Ve başlar yazılmaya: Bozkır’ın öncüsü diye.
Gökçe çimenlerde yürürken sessizce,
Kutsal bir iz düşer her bastığı yere.
Kuşlar bile yön değiştirir ardınca,
Onunla akar ırmak, onunla döner küre.
Göğsünde taşıdığı cevahir nişan,
Ne altından bir taç, ne de kandan ferman.
O, halkın duasıdır; soyun remzidir,
Öncü değil yalnızca, özde bir destandır.
Nice yaban ellere uğrasa da yolu,
Yüzünden eksilmez cedlerin duruluğu.
Bilir ki kut, gökten iner arda ardınca,
Ve her menzilde büyür sükûtun soluğu.
Kışla gelen fırtınada yıkılmaz otağı,
Çünkü yüreğiyle kurar geleceğin dağı.
Alevle dağlanan töre yanmaz onda,
Zamanın testisinden geçer dimdik ayakta.
Ninni gibi taşır kervanlara özlemi,
Her çocuk doğarken işitir onun ismini.
Her mezar taşına oyulmuş bir eliftir,
Bozkır, Balamir’in elif gibi dik şiiridir.
Ay hilâl gibi eğilir alnına değince,
Ulular meclisinde söz onunla seçilirce.
Yıldızlar diz çöker otağının çevresine,
Çünkü gök bile kut bulur onun nefesinde.
Kavim kavim yürüyen bu kadim izlek,
O’nun adını kuşaktan kuşağa söyler.
Bir oba değil yalnızca, bir çağ yürütür,
Balamir geçtikçe tarih yeniden ürperir.
Söz biter, zaman susar, taş dile gelir,
Bir mühür vurulur sonsuzluk defterine.
"Bozkır’ın Öncüsü" yazılır göğün damına,
Ve gök, onu alnına mühür gibi taşır.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ
(3 Ağustos 2025)
5.0
100% (1)