0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
63
Okunma
(Göçün öncüsü, milletin atası)
Gece yürürken sustu yıldız, dondu zaman,
Bir duman kalktı İtil’den, Tuna’ya uzanan.
Balamir Han önde, ardından bin obalık iman,
Kavim söktü yurtları; kut indi yollardan.
Ne bir harita vardı, ne bir sâbit otağ,
Yolun harfiydi yürek, iz bilmeyen ruhlar.
Teker teker toplandı dağılmış her dağ,
Balamir geçince dirilir taş, yeşerir bağ.
Kürre-i arz titredi onun adımında birden,
Gök dahi secdeye vardı onun hükmü derken.
Hunlar doğudan batıya yürürken izlerle,
Balamir, bir çağ gibi çöktü köhne devrin üstüne.
Altında bozkırın atı, göğünde Tanrı kuşu,
Yoldaş olur göçlere, dillerde onun düşü.
Her adımında millet; her sözünde barış duyu,
Ama gerekti mi yıldırım olur pençesi kuyu.
Ey Balamir! Sen ki ıssız kıtaları uyandıran,
Bir bakışınla kavim dirilten, çağ başlatan.
Göç neymiş bilmeyenlere menzil açan,
Milletine siper, tarihe yön tayin eyleyen.
Seninle birlikte yürüdü soyum toprağa,
Bir elde kılıç, bir elde sancak, gönülde dua.
Köprü kuruldu nehirden, ayak bastığın ova,
Adınla yankılandı ilk tekbir, ilk şafak vaktinde.
Sürgün değil, göç oldu; hüzün değil, doğuş,
Seninle çiçek açtı sınırların dikenli boğuş.
Zulme karşı bir yürüyüştü, vakarlı bir dokunuş,
Ve sen vardığında durdu çığlık,
İndi kuşatılmış suskunluk.
Ey göçlerin sâhibi, ey orduların izleri,
Seninle kuruldu ilk otağ, ilk devlet, ilk söz.
Döküldü cihana şeref, senin kalbinden gizli,
Şimdi her millet sana minnetle yazıyor öz.
Balamir Han’dı adın, lakin ne ad tek yeter,
Sen ki bir ömrü kıtalara bölen bir seyyâr.
Kan değil, rahmet aktı izinden, bil ki sefer
Seninle başladı çağ, seninle durdu hezimetler.
Ben de yazdım adını destanlara dostça,
Kâğıdı göç ettirdim, mısra mısra sonsuza.
Bir önder, bir hakan değil yalnızca,
Sen: Tarihin rûhunda mukaddes bir kıvılcımsın hâlâ.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ
(3 Ağustos 2025)