1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
219
Okunma
TARİH OLDUN KÖYÜM
Vardı senin sulak başın han deresi taşlı yolun,
Değirmenlere aşağı akardı hep coşkulu suyun,
Böylemi olacaktı acaba felaketle senin sonun,
Ne yolun kalmış ne de çağlayan suyun köyüm.
Sapla samanla dolardı harmanın tarlan senin,
Tığ başında beklerdi insanlar esecek mi yelin,
Baharında akardı ansızın gelen coşkulu selin,
Ne harmanın kalmış ne de bir sırdaşın köyüm.
Namazlığın vardı senin cennet pınarı başında,
Misafirlerin olurdu hep atmış yetmiş yaşında,
Abdest alan otururdu cennet pınarın taşında,
Ne namazlığın kalmış ne de oturanın köyüm.
Sabaha uyanırdık hep öten kargaların sesiyle,
Bağrında dolaşırdık hep koyun kuzu neşesiyle,
Yanardı o tandırın senin beslenirdik ketesiyle,
Ne kuzun kalmış ne de uçan bir kuşun köyüm.
Üç mahallen vardı senin sonunda da ilkokulun,
Bahçesinde koşar bayırında da oynardık topun,
Tezeğin ile kermen oynatmıştı bizlere hep oyun,
Ne okulun kalmış senin ne de oynayanın köyüm.
Unutulmayan acıların coşkulu bayramların vardı,
Anlatılan üç beş anı ile samimi dostlukların kaldı,
Vakti gelen ağası paşası çiçek gibi tek tek soldu,
Sadece adın ile namın kaldı tarih oldun köyüm.
Gani YÜCE
30.07.2010/ERZURUM
5.0
100% (5)