ÜÇ KURUŞLUK İNSANLAR(!)
Üç kuruşluk insana, verirsen beş kuruşu
Asla ödeyemezsin, kalan iki kuruşu Değer verirken biraz, sarrafça ölçmek gerek Doğrusu budur lakin kimde var öyle yürek Ederi nedir? Meçhul! . Kukaleta’lı cadı Heyhat ki; kördür akıl, "kör heyecan’sa" kadı! .. İlgiden şaşırmıştır, aynalarda pür telaş Oysa bilmez kendini, “hızardan artmış talaş” Yere düşmüş izmarit, bas üstüne ezilsin Sonrada dönüp de ki; “Yahu, sen ne rezilsin! ..” Yerden eline alıp, sakın öpüp koklama Huzura muhtaç ömrü, hata ile b..klama Ben diyorum ki: değmez, değse, “değer” olurdu Seven gönle sarmaşık ve can-ciğer olurdu O iki kuruş var ya, işte o iki kuruş Ömrünü paçavraya çevirir buruş buruş Sana bir sır vereyim, akıl içinde dursun Gerek duyduğun zaman açıp onu okursun Havva üç kuruş ise, iki doksan ver yeter Vermediğin o onluk ömrünce sana yeter Eksiği tamamlamak, bırak ona dert olsun O dertle hemhal olur, sen dertten kurtulursun Hak ettiğinden fazla değer biçme kimseye İçinde “değer” yoksa "adam denmez cüsseye" Ben nasıl mı öğrendim? “Beş kuruş” zannederek Ve “i k i k u r u ş” için, icra da(!) sürünerek Kadir Albayrak |