PERİ GİBİ
Eskala obasında bir dilber; peri gibi
Renklerini yitirmiş belindeki kuşağı. Viran bağda nadide sanat eseri gibi. Islanmış entarisi dizlerinden aşağı. Çiğdemde çiy misali kirpiklerinde çise. Karadağ’dan esen yel dağıtmış saçlarını. Dumanı yaran güneş vururken Kaya Sis’e, Mahzun mahzun dolaşır dağın yamaçlarını. Gözlerinin yeşili zümrüdün inadına; Mevla’m özel yaratmış sinemi yakmak için. İliştirdim gözümü kuşların kanadına. Ayrı kaldığım zaman yüzüne bakmak için. Bazen eşlik ederdim kavalının sesine Sevda esintisiyle inleyen kamış gibi. Gün olur hınzır hınzır gülerdi öylesine Yalvaran bakışımla ruhu okşanmış gibi. Kul Çepni’yim; bağrımı nâra sokar çiçekler. İntizar ediyorum; yazdığım ferman değil. Hangisini koklasam teni kokar çiçekler. Kınalımdan gayrı can derdime derman değil. |
AŞIK ÇEPNİ
"PERİ GİBİ"
Ey sevgili ustam;
Zifin çiçekleri mi yetiştiriyorsun özel olarak?
Bu şiirler; yazdan- yaza mı yazılıyor yoksa,
o çiçek kokularını burnundan çıkarmayan sevgili mi yazdırıyor yılboyu; Adapazarı'nda?
Dağlara mı çıkıyor da yazıyorsun, bu sümbül sözlü nilüfer kokulu kelimeleri?
Saksıda çiçekler mi yetiştiriyorsun? Botanik bahçen mi var ağır Sanâyinde?
Yılda kaç kez gelir koklarsın; o'nca yolu katedip de zifin çiçeklerini?
Rûhuna mı kazınmış bu âşıklık?...
Sülâlende var mı böyle yazar- okur nesil?
Eyvah!
Yine de bulamadım...
içinde yüzdüğü devâsa denizi unuttum...
TÜRK OLDUĞUNU...
ÖZTÜRK OLDUĞUNU...
ÂŞIK ÇEPNİ OLDUĞUNU.
SELÂM VE SAYGILARIMLA BİLDİRİRİM; ÜSTÂDIM.
Kadir Yeter. 14.3.2009 TRABZON.