YÜREĞİME GİZLEDİM
Yâr; teninin gonca güller misali
Kokuşunu yüreğime gizledim. Gülüşünün alev gibi gönlüme Akışını yüreğime gizledim. Ağasar’dan aşıp gelir hayalin, Şıhkıran’da görünür mah cemalin. Bağrım yakıp, üzerime vebalin Yıkışını yüreğime gizledim. Akkese’ye şavkın vurur; ay gibi. Gözün ela, kaşın kara; yay gibi. Sis Dağı’na altı aylık tay gibi Çıkışını yüreğime gizledim. Kadırga’da hamaylını takarak Mal güdersin atma türkü yakarak. Ceylan gibi gerdanını bükerek Sekişini yüreğime gizledim. Uyku bilmem beni derde koyalı. Al yazmalı, kor dudağı boyalı. Yeleğinin sarı ipek oyalı Nakışını yüreğime gizledim. Nasıl meftun olduğumu fark edip Yıktın kaşın kâbuslara gark edip, Düşümdeki sırça köşkü terk edip Çıkışını yüreğime gizledim. Ayrılırken bilir gibi suçunu, Hamsiköy’de yele verdin saçını. Boş gözlerle bana bakıp, içini Çekişini yüreğime gizledim. Kul Çepni’yim; içim yanar; köz gibi. Ferhat, Şirin yandı mı ki biz gibi? Sevdasını ele veren göz gibi Bakışını yüreğime gizledim. |
AŞIK ÇEPNİ
"YÜREĞİME GİZLEDİM"
Hâzîran, üç oldu; Sen, gelmez oldun,
Çiçekler bekliyor, gel; Âşık Çepni,
Gökyüzü üsküttür, bulut mu doldun,
Çiçek boyun büktü, yağ; Âşık Çepni.
Üsküt: Durgun, donuk, Dargın, kırgın anlamlarında(Hava üskütledi, yağmur yağacak her halde).
Değerli Ustam; Trabzon'a geldiğinde, tezelden uğra... Dernek, Gönlüne muhtaç!
Selâm ederim.
Kadir Yeter. 03 HAZÎRAN 2008 Sâlı. TRABZON.