YAĞMUR
Öyle bir yağmur ki, damlası kurşun.
İzbe caddelerde zıplayıp durur. Mızrak gibi düşüp fevkinden arşın, Kör bıçak misali sineme vurur. Gün olur, bağrıma saplar hançeri. Katresi ruhuma tufan bu yağmur. Gün olur, camımdan girer içeri; Yayılır odama, yoldaşım olur. Bülbüller ah eder bendeki hale. Düşüme takılır gamzeli yüzün. Yağmurla boşalır bir acı nale. Doldurur içimi efkâr ve hüzün. Dinmiyor bir türlü; aklım bulanık. Umudu yükledim kayan yıldıza. Ah-u figanıma bülbüller tanık. Heyhat; ulaşmıyor sevdiğim kıza. Biçare Çepni’yim; dert yumak yumak. İçimi kemirir bir ince maraz. Yağmurda nasibim değil uyumak. Sinime yerleşip dinlensem biraz. |