O kadar zar attım da gelmedi düşeş,
Bu dünyada tek kazancım; ruhum ruhuna eş,
Neylersin, düştü bir defa gönlümüze ateş,
Şu kahredici mesafeler yok mu canımızı yakan,
Biz birbirimize sığındık, gecelerdir bizi saklayan.

Seninle hem yakınız hem de çok uzak,
Her yanımız mayın, her yanımız tuzak,
Tam koptuk derken, yaşatıyoruz sevgimizi,
Kalplerimiz buluşturuyor yine ikimizi.

Olmuyor gecelerin sabahları,
Duyulursa bu sevdanın ahları,
Başımıza yıkılır odaların tavanları,
Bu sevdada dile düşmek de var,
Çile çekmek de var,
Hüzün de var, gözyaşı da var,
O zaman ne olur halimiz?
Kime nasıl hesap veririz?
Başımızı alıp nerelere gideriz?

Çok sorduk birbirimize,
Yol yakınken bu sevdadan vaz mı geçmeliydik,
Yoksa kaldığımız yerden devam mı etmeliydik,
Devam edersek her gecemiz kâbus,
Her günümüz ölüm gibi,
Vazgeçersek bu sevdadan,
Canımıza yapışık birer işkence, birer zulüm gibi.
Bir çare ararken dile geldi içimizdeki ses,
Dedi, bırakmayın ellerinizi, olun birbirinize nefes...
Deli cesareti bizimkisi, sevginin en güzeli,
Deli bu sevda deli, aynı bizim gibi.

Böylesine çılgın, böylesine ölümsüz aşklar,
Ancak tarihte vuku bulur,
Filmlere konu olur, romanlarda okunur,
Bir de sorsalardı bize,
Derdik, dünyada ancak yüz yılda bir görülür,
O da bize denk geldi.


Vecdi Murat SOYDAN
25 Haziran 2025, Isparta