1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
113
Okunma
Zaman bir nehir, bense kıyısında,
Islak gözlerle geçeni izleyen bir çocuk gibi.
Koşuyorum ardı sıra,
Ama ayaklarımda ağırlık, içimde fırtına…
Güneş doğmadan uyanmak yetmiyor,
Geceler, yük taşıyan bir omuz gibi çöküyor.
Takvim yaprakları düşüyor birer birer,
Ve ben, her sabah daha da eksiliyorum.
Yetişemiyorum dostum,
Hayata, işlere, söz verdiğim rüyalara…
Bir yanı yetişkin, bir yanı yorgun kalan içimde,
Suskunluk bile çığlık gibi yankılanıyor.
Telefonlar çalıyor, sorular soruluyor,
Ama cevaplarımı içimde kaybetmişim.
Kendime bile geç kalıyorum bazen,
Gölge gibi ardımdan sürükleniyorum.
Yetişemiyorum anne,
Eskisi gibi sarılmaya,
Kendimle yüzleşmeye,
Belki de sadece durmaya…
Bir durakta bekleyen umut gibiyim,
Otobüsü kaçırmış, yağmurda ıslanmış…
Ve kimse fark etmiyor
Geciktiğimi ruhumun yangınına.
Ama yine de kalkıyorum her sabah,
Yetişemesem de…
Denemekten başka çarem yok çünkü,
Kendime verdiğim tek söz bu:
Yol biterse bile yürümeye devam edeceğim.
Şenol
5.0
100% (4)