0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
236
Okunma
Ayna dedin mi…
Camın biraz ukalasıdır aslında.
Durur orda süs gibi,
Ama senin içini dışına serer,
Hiç utanmaz,
Hiç saklamaz…
Sabah kalkarsın,
Yüzün çarşaf gibi…
O sana gülmez.
Ona ne sabah, ne kahve, ne moral…
O neyse o!
Ne makyajı yer,
Ne traşı över,
Ne de boyalı sözleri sever.
O saf gerçeğin ta kendisi:
Senin aynadaki kabak tadın…
Ama…
Bir garip tarafı da var bu meretin.
Bazen öyle bakarsın ki içine,
Bir eski sevda düşer aklına,
Ya da çocukken çaldığın bir elma gelir gözünün önüne.
Yani sadece yüzünü göstermez sana,
Geçmişinle hesap keser!
Ayna bazen dost olur,
Bazen düşman.
Bazen “helal be bana!” dersin,
Bazen de kaçacak delik ararsın…
Çünkü o bilir senin
Kiminle mutlu, kime mecbur olduğunu.
Kimi sevip
Kime katlandığını…
Kendine ne kadar yalan söylediğini bile
Öyle güzel yansıtır ki
Susar kalırsın…
Bak be dostum,
Ayna dediğin şey,
Camdan değil aslında,
Bir tür vicdan aletidir.
Ne kıvırır, ne eğip büker…
Ne rol yapar, ne de alkışlar.
Sadece seni senin suratına çarpar,
Kırılmadan,
Ama sarsarak.
Velhasıl,
Dürüstlükten sıkılanlara göre değildir aynalar.
Ama hayatla barışmaya niyetin varsa
Her sabah selam dur ona!
Çünkü o, senden kaçmayacak
Tek gerçektir bu hayatta!
Şenol
5.0
100% (1)