13
Yorum
56
Beğeni
0,0
Puan
415
Okunma
Umarım bayramda onları unutmazsınız.
O günlerde hasretleri daha da katlanacaktır.
Ben Ayu, Endonezyalı bir kızım.
Endonezya Padang’tanım.
Annemin tarçınla karıştırdığı karanfil kokusunu özledim.
İstanbul’un ışıkları gözlerimi alıyor,
ruhum Java’nın yeşilinde asılı.
Ne cami, ne gökdelen… bir rüzgar yok burada, beni tanıyan.
Burada günler takvim gibi değil, bir özlem gibi geçiyor zaman.
Ben Shirin, İranlı bir kadınım.
Memleketim Kerman.
Tahran sabahlarının dağlardan inen çay kokusunu özledim.
Bu şehirde zamanın içi boş, adaletin adı var.
Sustukça büyüyor yalnızlığın dili Farsça.
Yaseminler gibi sessiz açıyor kalbim.
Ben Vasilisa.
Türkiye’de yaşayan Krasnodarlı Rus kadınım.
Kışın, karla birlikte soba üzerinde kızaran elmayı özledim.
Samsun’un kıyısında yürüyorum,
bir kadının gözleri Moskova gibi bakıyor.
Burada kavga bitmiyor,
dostluklar da yenilmiyor.
Utanıyorum,
halkın dilinde bir türkü kaldım.
Ben Emin,
Azerbaycanlı erkeğim, Türkiye’de yaşıyorum.
Memleketim Shamkir.
Bu ülkede çay bizim gibi içiliyor,
bizim gibi konuşulmuyor.
Bir sokak kedisiyle paylaştım bu akşam memleketi.
Gülmede zorlanıyorum, buraya benzemiyor bazen.
Kendir ipinden yapılmış eski salıncağımızı özledim.
Ben Remzi Hollanda’da yaşarım
Boş zamanlarımda şairim
Memleketim Sivas Türküler yurdu
Gözümde isi tüter, içimde köyümün soba kokusu.
Beton kaldırımların dili yok, derdimi anlamaz bu sokaklar.
Simit kokusu düşer aklıma, uzak bir pazar sabahından.
Kendi dilimde susmak bile yasak bazen bu ülkede.
Ben Farid, Keysarlığım.
Afgan erkeğim, Türkiye’de yaşıyorum.
Kabak çiçeğinden sarkan yırtık gömleğimi özledim.
Kadınlar burada başlarını örtüyor ama gözlerini saklamıyor.
Ben susuyorum, güneş hâlâ Farsça doğuyor.
Ve sustukça içimde bir yay gibi geriliyor geçmişim.
Ben Samir.
Filistinli erkeğim, Türkiye’de yaşıyorum.
Memleketim Tel Bet Şean.
Nar ağacının altında kitap okuduğum o taşı özledim.
Burada herkes anlıyor ama hiç kimse bilmiyor.
Kudüs bir sokak değil,
gözümde hep annemin yüzü.
Bazen bir acı, bazen bir dua: her satır Filistin.
Ben Ayşen.
Türkiyeli bir kadınım, eşim Almanya’da.
O, Hatay’ın humusunu özledi.
Bazı geceler yorganın altında onun sesiyle uyanıyorum.
Nar kabuğu gibi ince, bekleyişin kızıl çizgisindeyim.
Ben Elian.
Avusturyalıyım, Türkiye’de mühendisim.
Memleketim: Duinowald.
Her şey uzakta, Kremz.
Ve hiçbir şey bitmiyor.
İşte tam da burası benim evim.
Duanın her yerde edileceğini öğrendim.
Kalbimi göğe atıp, susmayı öğrendim.
Halim,
Irak Kerkük’ten.
Türkiye’de yaşıyorum.
Babamın evinde yükselen ezanın kalın sesini özledim.
İnanca susamak, suya kavuşmaktan daha büyük imtihan.
Her dua, eksik bir yara gibi kaldı bende.
İstanbul’da sabahlar çok güzel, ama içimdeki gece hiç bitmiyor.
Ben Stefan.
Polonyalı işçiyim, Rusya’da çalışıyorum.
Memleketim: Lublin.
Karanlıkta gelen gazyağı kokusunu özledim.
Burada çalışırken zamanım kayboldu, kendim değil.
Bir gün sessizce çekeceğim elimi, kimse fark etmiyor.
Ve fabrikalar susunca, içimde hasret başlıyor.
Ben Selim,
Almanya’da yaşıyorum, Türküm.
Memleketim Kahramanmaraş.
Boğaz’dan geçen ilkbahar yelini özledim.
Bavyera ormanlarında yürürken, rüzgar Türkçe esmiyor.
Gurbetin en ağır hâli, insanın dili devrilmiş bir mezar taşı.
Ben içimden şiir okuyorum, Almanca sustuğum zamanlarda.
Ben Umeyye, biz Suriyeli aileyiz.
Meskene’den.
Duvardan duvara sıçrayan çocuk kahkahalarını özledik.
Bir ev değil, bekçi gülüşüne bile hasretiz.
Kuru ekmeği dörde bölüp, dört kişilik umut yaptık bu sabah.
Güneş gibi sönmeyen bir sıcaklık arıyoruz.
Ben Tomasillo.
Dünyayı gezen İspanyol çingeneleriyiz.
Memleketimiz Güney Endülüs.
Endülüs’ün yanık gitarını özledim, gece vakti bir avluda.
Paris’te dans ettim, Beyrut’ta ağladım, ama evim hâlâ bir at arabasında.
Her şiir bir mezardır, içine düşmemek için notalarla yürüyorum.
Ve her şehirde eksik çalıyor kastanyetler.
Ben Aruzhan.
Ben Kazak, öğrenci bir kızım, Türkiye’de yaşıyorum.
Memleketim Çimkent.
Kışın camlara çizdiğim çiçekleri özledim.
İstanbul çok renkli, ben pastel renkteyim.
Yalnızlığı şiirden başka bir şey tanımıyor,
özlemler yalnızlıkla büyüyor.
Ben Diego.
ABD’de yaşayan Meksikalı erkeğim.
Memleketim Alamos.
Sokakta satılan limonlu mısırı özledim.
Amerika gökdelenler ülkesi, ama ben hâlâ bir tahta kulübedeyim.
Benim blues’um, bu ülkenin hiç dinlemediği bir dilde çalıyor.
Sınırların ötesinde kırık trampet sesini özledim.
Atladınız, tanımadınız değil mi her birini?
Onlar için dakikalar sanki asırlar,
sizin ise parmağınızda kaydırdığınız satırlar.
Bilmiyorum nasıl geçer.
Ev kedileri sokağı özler,
sokak insanları evini.
Uzak hep aynıdır, ufuk açmaz
evrenseldir yalnızlık
Hasret, millet seçmez.