Yitik parağraflı
Eksik sayfalı bir kitap
Geçim ayı can pazarı
Kan rengi çiçek açıyor çan çiçekleri
Neslinin intikamı peşinde bir puşt ayazı


Palet ve tank
Emirle demiri kesmek
Ümidinin peşinde yorgun Kudret’im
Toprağı sevmenin bedeli ağırdan da ağır
İtleri saldırgan taşları bağlı bir memleket



Sevilirken sarımsak
Radyonun sesini kısmak
Uzak tutun benden soğanı
Ata mirasım Çanakkale türküsü
La bi sus babo türkü söylemek yasahhh



Ruhsatsızım ve de ruhsuz
Bu nasıl bir kin bu neyin öfkesi
Ezan sesleri eza vaktine dönüşmüş
Derilmedik gülden kan kokulu şurup
Ve çaresiz kırlangıç konağı sahipsiz ülkem



Sonsuz iktidar
Kapı kulu cübbeliler
Aç kollarını ben geldim
Ah benim başı örtülü annem
Fakirim yine, tarlam yine kurak



Kızılırmak
Benim nehrim
Kırıkkale’m benim
Garip gureba şehrim
Uzak durmalıyım piç hecelerden



Hayal mi gerçek mi?
Peteği sindirimsiz bal
Aranjuez Mon Amourr
Ahh masumluğun öteki diyarı
Ahh yanaklarıma sevginin dokunuşu



Hem çıt kırıldım
Hem de çıkıntılıyım
Gün şafağım tedirgin
Yarınlara yolum yorgun
Ama hala inatçı ve dirençliyim



Umut, ümit
Çapraz tutuş tüfek
Kadavramda annem sesi
Aç koynunu ben geldim sevdiceğim
Babamı ağlarken görmüştüm ya işte o an!

Mahpusluk ne ki
İşte o an ölmüştüm,
Ölmüştüm ben o an sevdiceğim