7
Yorum
26
Beğeni
4,9
Puan
272
Okunma

Her düş’ ün bir sahibi vardı madem…
Düşün, düşün sabaha ermek niçin?
Gönlün muhafız alayı demli bir şiirden ibaret
Ahkâmların da ruhunda saklı izdiham
Yana yakıla sevdiğim bu kaçıncı mevsim?
Sahibi olmayan bir düşün geç
Ahlarla yoğurduğum hamurda saklı yanık tadı kelamın
Gökten düşen üç elma yetecek miydi sahi?
Sorular, bayım
Sınırsızca sevdiğim masallar
Göğün katedrali simli yürek
İmgelerin de mahsuru varsa
Salladığım kaçıncı bayrak bu?
Yorgun yılların ördüğü duvarı
Hep mi sahiplenecekti sefil beden?
Sancılı tufan
Oh, ne ala.
Sevmekle çıkmadık da feraha
Sev, sev…
Sahici bir aşkın bedeli midir bunca kayıtsızlık?
Bir mucidim ben
Beklediğim ise mucizevi bir rahmet
Taş taşıdın da mı yoruldu yürek?
Üstelik senin yerine sevmek
Olmamalıydı bir m/eziyet.
Kantarın topuzu kaçtı
Saçların akı
Ruhun derbeder aşkı
Ah, bir de nakaratı yok mu ömrün?
Varıp varacağım kara parçası mı?
Aşkın yoksun fıtratı.
Dağlandığım değilse de
Dara düştüğüm hayatın kasvetli yolları.
Mukozam da çatladı madem
Devinmek mi olmalıydı sahibi olduğum son imgem?
Sorularım zehirledi bu aşkı
Sevdiceğim bir mevsimde bulmuştum oysa seni
Ve matemi
Ve içine saklandığım mahzeni…
Lakayt gölgelere de vermedim ise paye
Pay edeceğim ne kaldı sefil neferinden başka?
Elbet yılların ve gönlün neferi
Sistematik bir ölümle içli dışlı
Hala da alıp verirken nefesi.
5.0
93% (14)
4.0
7% (1)