2
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
189
Okunma
Ne gülecek kadar ömrümüz kaldı.
Ne ağ’layacak kadar günümüz kaldı.
Eyvahlar içinde dünümüz kaldı.
Yalan dünya sana nasıl güvenem.
Sılam uzak yârim, eller içinde,
Yürek yanar ıssız çöller içinde.
Hasret gözden taşar, seller içinde.
Yaşlı gözle ben bu yolu gidemem.
Bir gariplik çöktü her hevesime.
Derman bulunmaz ki cılız sesime.
Yar kokusu sinmiş çevrem fesime.
Ben bu aşkı zerre serden silemem.
Bağrımda bir sevda, dermanı yoktur.
Geceler uykusuz, fermanı yoktur.
Bağım bahçem talan, harmanı yoktur.
Sönmüş ocaklara n’olur bilemem.
Dost dediklerimiz tek kalem de sildi.
Hazanlar ömrüme erkenden geldi.
Bu dert yüreğimi dağladı deldi.
Kahrı tek başıma zerre çekemem.
Kırık sazım sussa, sözüm de biter.
Bu gönülde nice yangınlar tüter.
Bu hasretlik gayrı tükensin yeter.
Ne yana dönsem de seni göremem.
Yıllar aldı bizden gençliğimizi,
Sildim gözlerimden kalmadı izi.
Kalmadı bu aşkın sırrı ve gizi.
Ben bu oyunlara artık gelemem.
Bir çift çorap kaldı sandığımda bak.
Bir resim, bir mendil, tabutuma tak.
Giden naaşıma ağıtlarda yak.
Ne fayda bir daha seni sevemem.
Garip bülbül gibi yandım ben de bak.
Her sözümde bir dert, her derdimde hak.
Yolum düze çıkmaz, yak ne varsa yak.
Kahrın ile böyle ömür süremem.
5.0
100% (5)