hüzün kenti'me
bana gittiğin günü bıraktın
sessizce hayallerimin arasında kendime yürüyüşümü hasrete inat özlemler büyütmeyi gidişlerini yutkunuyorum dokuz boğum halinde yalnızlığım yüksek muhakemelerde ’iç karartıcı’ damgası yerken göğsüme asılı nefesim her sevda ertesinde çürüyor sonra göçler biriktiriyorum şehrine tüm varış ihtimalleri sıfır olan zehirli sarmaşıklar gibi dolanıyorum içinden çıkılmaz oluyor varlığım gözlerimi ferlerinin sadece seni aydınlatmasından tanıyorum gün güneşe nasıl varır hatırlamıyorum sence nerede kalmıştık bence oraya gelmedik bile syrus |
bence oraya gelmedik bile
ayakta alkışlıyorum bu dizeleri