dinle ey Şila!.. çamuru nasıl kirletemez ise lapa lapa yağan kar korkma üşümez senin de ellerin çekinme bas bağrıma erir de donmaz yüreğin
ey Şila!.. konuşsam dilim yanar susmaya sabrım yok senden arta kalan kömür rengi bir hüzün üryanım zemheri ayazında beni koynuna al!..
senin de tükendi nefesin ısıtmaya yetmiyor bak biliyorum yanık karanfiller kadar hisli kokmaz yine de al al işte Şila!.. bi başıma derledim bu zeytin geceyi senden başka kime vereyim
kaldır başını göğe bak Şila!.. mevzilerinden firar ediyor teker teker yıldızlar yerde kimse dilek tutmuyor ay da küstü senden sonra bulutların ardından çıkmıyor
utanma Şila!.. yeminlerinle sal beni suya toprak çürütmüyor göm gözlerine umutlarımı bu dünyada kimse senin kadar öldürmüyor
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
şila şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
şila şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
şiirde seslenişi gerçekten çok seviyorum...bir isme, bir cisme olan o samimi seslenişi..şila! ne güzel bir sesleniştir o...için tüm hesaplardan arınarak ki tamamen duygusal tonda yaktığı ağıt gibi.
utanma Şila!.. yeminlerinle sal beni suya toprak çürütmüyor göm gözlerine umutlarımı bu dünyada kimse senin kadar öldürmüyor
acıtana sar dileğidir bu..ne garip değil mi? insan en çok acıtanına mahkum kalıp dermanı yine ondan bekliyor....belki aşık sefainin son dizesini eklemeli buraya
sefaiyem gecelere hilal et ister cemal eyle ister celal et bir lokma ekmeğin yedim helal et ölüm bize tez görünür sevdiğim.
dinle ey Şila!.. çamuru nasıl kirletemez ise lapa lapa yağan kar korkma üşümez senin de ellerin çekinme bas bağrıma erir de donmaz yüreğin ...
içimde bir volkan.. düştüm yollarına.. ölmek var, dönmek yok umutlarımdan. bırak. yağsın karlar zaten hiç ısınmadı ki ellerimiz. sitemleri bile unuttu dudaklarımdaki serzeniş. varsın dokunsun saçlarım geceden gögsüne. erisin tenim imkansızlığın gölgesinde. erisin sevdiğim! ne çıkar ki? ruhumu sermişim yoluna tenimde ben neki. binlerce kez öldüm yolunda bir kez ölsen çok mu ki..?
içimi ağlattın be umutadam..olmaz ki böyle.. kime vereyim şimdi ruhumu ki.acı cektirmesin artık bana..şiirin mahvetti be arkadaşım. Şimd, gidip.ruhumun tavan arasına çekilerek..tozlanmış anılarım arasında oturup susa kalmak istiyorum... elleşmesin kimse.. ağlamak istiyorum.
kaldır başını göğe bak Şila!.. mevzilerinden firar ediyor teker teker yıldızlar yerde kimse dilek tutmuyor ay da küstü senden sonra bulutların ardından çıkmıyor
utanma Şila!.. yeminlerinle sal beni suya toprak çürütmüyor göm gözlerine umutlarımı bu dünyada kimse senin kadar öldürmüyor
seninde tükendi nefesin ısıtmaya yetmiyor bak biliyorum yanık karanfiller kadar hisli kokmaz yinede al al işte Şila!.. bi başıma derledim bu zeytin geceyi senden başka kime vereyim
utanma Şila!..
yeminlerinle sal beni suya
toprak çürütmüyor
göm gözlerine umutlarımı
bu dünyada kimse senin kadar öldürmüyor
acıtana sar dileğidir bu..ne garip değil mi? insan en çok acıtanına mahkum kalıp dermanı yine ondan bekliyor....belki aşık sefainin son dizesini eklemeli buraya
sefaiyem gecelere hilal et
ister cemal eyle ister celal et
bir lokma ekmeğin yedim helal et
ölüm bize tez görünür sevdiğim.
a s
esenlikler.