KIYAMET SENFONİSİNDE KALP VE AKIL
Ben ki ruhumu esir almış bir tutsak,
Mutlak sevgiye hem yakın hem uzak, Ben ki hayat çizgisinde sadece bir nokta, Bir o ucunda bir bu ucunda,uçurumlardayım... Aklım bir adım önde kalbimden, Hangisidir insan-ı kamile rehberlik eden? Yoruldum artık akıntılara karşı kürek çekmekten, Kalp atmadan döner mi ki dünya tersinden? Etrafım ateşten kaoslu bir çember, Kovulmuş meleğin füruları vuruyor herbiryandan dörder beşer, Milyar yılın kurnazlığıyla keskin akıl nasıl başeder? Aşk kalkanı ile semah dönmeden kalpler... Davullarla kıyamet senfonisi çalmakta şeytan, Alametler bir zaferdir adeta iblis için Hak’tan, Kendini bilmezsen kurtaramazsın ruhunu ateşte yanmaktan, Tutsaklık baki kalır,erdem kazanında aşkla bilgeliği yoğurmazsan... Alemde nişan aşktır... Yüreğin deliline nasıl yetişir akıl? Silkinip dökül esir-i madde ruhunu, Kalk durma inci misali manaya saçıl... |