MASALLAR
Anka kuşunun kanatlarından
uzatıyorum kandilleri Geceden hesap sorarcasına kendi fitilimi ateşliyorum Gözbebeklerimin büyüdüğü ışıklar altında Kaf dağının bile bilmediği masallar anlatıyorum sana... Kuzeyin rüzgarları dönmeden Isınmamışken henüz ellerim ruhumun tükenmezliğiyle yazıyorum fırtınada savrulan buğday başaklarını... Her başakta farklı bir sen ve hepsini sana süpürüyorum okaliptus yapraklarından yapılma pervanelerle Düşlüncelerimi dilek ağacına asılı saçlarımla bağlıyorum Bir yaprak ve bir ip parçası seni anlatıyor bir tel saç ise bütün yaprakları... Yılın ilk meyvesiyle birlikte Goblinler altın keseleriyle tepeme işiyor Ben de merdivenler örüyorum gökyüzüne inandığım masal çarşılarından... Oysa sen hiç inanmadın masallara Artık ne önemi var! Anka kuşunun, Kaf dağının, Sarı başakların ve dilek ağacının Yazdıklarım bana ait değilse at gitsin hepsini ben yine süpürürüm saçlarımla başka masallara başka baharlara... |