içini gömdüm senin ruhun yalınayak bakışlarından bir geçiyor iki geçiyor üç allahın hakkı hani benim hakkım
bir şiir senden geçiyor güpegündüz el feneri tutuşturulmuş kalbinde karanlık bağdaş kurmuş ötele geçsin öte yana zor çıkarız bu yaralardan sabaha
dokunulmaya hasret kadar uzak sözlerin hep kuşkulu sen alıştırıyorsun beni saçlarına saçların deniz kadar kumlu bedenim namlu seninde vurulur kalbin sürüldükçe hayat kaderine kurşuni bir ağırlık göçer hangi hörgüç korkundan geçer
tanrı kokusu günah kokusu aşk kokusu benim hepsinin korkusu
istanbulun muayyen günlerinden birinde tüm orospular gibi tecavüzle başlıyor her intihar yeni güne adresim uzak şimdi ellerine ellerin tıpkı gökyüzünde gereksiz bir sefalet mavisi
bir kanat atımlık canım vardı boğulurken nefesi boğazın sabırsız dudaklarına uçardı ki seni öpememek bütün çıkmaz sokakların adıydı çıkmadıkça canından aşk cehenneme açılan kapıydı şimdi ya al içeri ya da geç içeri…
alicengizoyunu (…aşk adına senin cehenneminde biletsiz yolculuk yapmaya kalktım…hiç bunun için yanlış durakta indirilir mi seven…)
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
üç koku, bir korku... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
üç koku, bir korku... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
bir yansıma mı neyin hangi nesnenin çözemeiğimiz yol uzak ve iki durak önceki yanılmalar neden yansır yıllara birazda bu aşk gömleğini tersinden giymeye mi kalkıyoruz...? bir türlü uymuyor yüreğimize... sevgiler bıraktım yüreğine kardeş...
Öfkeden yüreği kabarmış Yumruklar savuruyordu İstanbul Çehresi kararmış ...
Kirli eller yüzler ... Çıban başı çıkmış yüreklerde Trampet çalıyor yağmur Yosunlar büzüşmüş kuşlar sinmiş İstanbul fırtınaya gebe Çok kızmış çok Caddede bir tek yosma yok
şükran...günle birlikte aydınlandı şiir... sevgim saygımla...
Kadın; istediğin kadar göm, kurtulamazsın benden Adam; ağladığım geceler kar kalacak, biliyorum ama bakışların yalan Kadın; peki, gidiyorum ama şiirlerinden de sürgün edebilecek misin beni Adam; hiç sanmıyorum ama her seferinde bunu deneyeceğim Kadın; zor olacak, farkındasın bunların, gitmemi istemiyorsun Adam; saçların çarpıyor göz bebeklerime, kokun ciğerlerimde mahkum artık git Kadın; hayır saçlarım değil onlar, aşk “aşk” kokusu duyduğun Adam; anlamıyorum saçların aşk mı senin. Kadın; İstanbul yanıyor yine her köşede bir intihar, her köşede bir kadın Adam; yorgun ellerim maviye düşkün ve kırmızıya yenik şimdi Kadın; yangınlar çoğalıyor biliyorum, hançer elimde bırak yanalım Adam; geç içeri kadın, attırma tepemi..
(beceremediğin gidişlerini, acemice yaktığın güllerden anlamalıydım. Fakat sen tutuşurken de beni değil gittiğin şehirleri ateşe verdiğini asla bilemeyeceksin)
Kutlarım